4 Aralık 2011 Pazar

BLACK SWAN (SİYAH KUĞU) – ANALİZ

BLACK SWAN (SİYAH KUĞU) – ANALİZ

PDF formatında indirmek için tıklayın.

BÖLÜM-1
Açılış jeneriği. Tchaikovsky’nin “Swan Lake/Kuğu Gölü” açılış tema müziği çalmaya başlar. Nina’nın gülme sesi duyulur. Ekran açılır. Tek bir spot ışığının aydınlattığı sahnede yalnız bir balerin. Her hareketi, her mimiği ile Kuğu Gölü balesindeki White Swan/Beyaz Kuğu karakterine tamamen uygun. Kırılgan, ürkek, güzel…
Parmak uçlarında yükselmiş dans eden Nina’nın zeminden yansımalarını görürüz.
Filmde yansımalar önemli bir yer tutuyor ve çokça kullanılıyor. Bir balerinin ya da bir dansçının hayatında önemli bir yeri olan aynaların yanı sıra camların, resim çerçevelerinin, zeminlerin yansıtma özelliklerinden yararlanılıyor. Amaç filmin başkarakterinin durumunu yani filmin ana teması olan “ikiliği” vurgulamak.
Dans edilen bölüm, Büyücü Rothbart’ın Odette’e büyüsünü yaptığı bölüm. Nina, Odette olarak  huzurla dans etmektedir. Nina’nın arkasında bir başka dansçı belirir. Rothbart. Nina’nın huzurunu bozar ve tehditkâr bir halde ona doğru ilerler. Film boyunca Nina’da ne zaman huzurlu bir ana ulaşacak olsa -ki sayısı az- kısa bir süre sonra huzuru bozacak bir şey hep çıkacak.
Kötü büyücü von Rothbart önce insan görünümü ile ona yaklaşır ve sonra yarı insan, yarı baykuş görünümünü alır. Dans ederler. Klasik yaklaşıma göre ölüme işaret olan “karga” sesi arka planda duyulur. Rothbart büyüsünü yapar. Odette bir ‘Beyaz Kuğu’ya dönüşmektedir. Bir kuğu gibi kanatlarını hareket ettiren sahnedeki yalnız Nina, Beyaz Kuğu.
Ekran Kararır.
Filmin yönetmeni Darren Aronofsky, Dostoyevski’nin “Double: A Petersburg Poem”(Öteki) adlı eserini nasıl sinemaya uyarlayabilirim diye düşünürken gittiği Kuğu Gölü balesinde Beyaz Kuğu ve Siyah Kuğu karakterlerini aynı balerinin oynadığı görünce, bir “İşte bu!” anı yaşar.
Daha önce ismi "Understudy" olan ve New York Tiyatrosunda geçen hikâyenin konusu bale ile değiştirilir. Kendisi gibi Harvard Üniversitesinde öğrenim gören Natalie Portman’a projeden bahseder. Ama senaryonun filme dönüşmesi için 10 yıl beklenmesi gerekecektir.
Darren Aronofsky daha sonraları bir güreşçi ile ona aşık olan bir balerinin öyküsünü düşünse de bu iki dünyanın ayrı birer film olduğuna karar verir. Nitekim “Wrestler”(Güreşçi) adlı filminde Güreşçi Randy, bir balerine olmasa da başka bir dansçıya aşık olur. Ayrıca bu iki filmin başkarakterlerinin birçok ortak özelliği mevcut. Randy ve Nina ikisi de fiziksel olarak zor birer iş yapıyor. Ama işlerine tutkuyla bağlılar. İkisi de yaşlanma, fiziksel sakatlanma gibi korkularla tutkuyla sevdikleri işlerinden olmaktan korkuyorlar. Ve son olarak belirtmek gerekir ki ikisi de ölüme gitmeden önce bir yerden atlıyorlar.
Darren Aronofsky senaryoyu Dostoyevski’nin Double(Öteki) adlı kısa hikayesi ile Roman Polanski’nin Tenant(Kiracı) ve Joseph L. Mankiewicz’in yönettiği All About Eve(Eve Hakkında Her Şey) adlı filmlerindeki elementleri barındırdığını belirtiyor.
Film 43 günde, 13 milyon dolar bütçe ile çekilmiş.
Nina karakterini canlandıran Natalie Portman filmin çekilmesi kesinleşmese de filmin çekileceğine inanarak 6 ay önceden hazırlıklara başlamış. Günde beş saat bale, yüzme ve tüm vücut kaslarını güçlendiren egzersizler yapmış. Fiziksel olarak bir balerin benzemek için de ayrıca 9 kilo vermesi gerekmiş. Filmdeki dans sahnelerinin yüzde 80’ini Natalie Portman’ın kendisi gerçekleştirmiş.

BÖLÜM-2
Ekran açılır. Nina nispeten karanlık odasında uyanmış yatağında yatmaktadır. Belki de rüyasını düşünmektedir. Kapı açılır. Kapıyı açana gülümser. Kapıyı açan kişinin ayak sesleri uzaklaşır. Nina kalkar boynunu ve ayaklarını esnetir.
Nina, çalışması için geniş bir yer ayrılmış oturma odasında, büyük üç parçalı ayna karşısında esniyor. Arkasından biri geçer. Annesi, Erica. Oturup ayaklarını ovarken dün gece gördüğü rüyasını anlatmaya başlar. Rothbart’ın büyüsünü yaptığı kısım. Böylece açılış sahnesinin Nina’nın rüyası olduğunu anlarız. Annesi onu yanıtlamaz.
Kahvaltı. Bir haşlanmış yumurta ve yarım greyfurt. Anne kız şakalaşır.
Nina (Leroy’un) ona yeni sezonda daha çok rol vereceğine dair söz verdiğini söyler. Annesinin yüz ifadesinde bir endişe ve kıskançlık sezilir. İlk cümlesi ile Nina’yı destekler.
-Well, he should. / Öyle yapmalı.
Ama ikincisinde bir balerin için önemli olan “yaşı” vurgulayarak,
-You’ve been there long enough. /Yeterince uzun zamandır oradasın.
Nina vurguyu anlar. Kısa bir bakışma.
Anne yani Erica Sayers karakterini aktris Barbara Hershey canlandırıyor. Karakteri hakkında şöyle söylüyor:
-          Erica hayatını tamamen kızına adamış. Bazı zamanlar onu kıskanıyor ve kontrol etmeye çalışıyor. Aynı zamanda onu derinden seviyor ve başarısını istiyor. Aşırı koruyucu ve sürekli onun için endişeleniyor. Kızının kırılgan olduğunu biliyor. Sağlıklı olmayan kendine özgü bir çılgınlığın içinde.
Aktris Barbara Hershey’in dediği gibi karakteri kızı üzerinde aşırı koruyucu ve kontrolcü. Sanki onun büyüyüp(fiziksel olarak zaten bir yetişkin Nina) ondan ayrılmaması için Nina’yı çocuksu bir hayatta tutup, ona küçük bir çocuk gibi yaklaşıyor. Ona kendine muhtaç olduğunu hissettiriyor. Nina’nın karşı çıkmalarında ise onu suçlu hissettirerek kontrolüne dönmesini ve ona itaat emesini sağlıyor.
Rothbart’ın Beyaz Kuğu’su Odette’i prense kaybetmemek için yaptığı oyunları Erica’da kızının yanından ayrılmaması için yapıyor. Ama Erica tamamen Rothbart ile özdeşleştirilmemeli. Filmdeki bütün karakterler –Nina da dahil- biraz iyi, biraz kötü, biraz Rothbart, biraz Odette, biraz Beyaz Kuğu, biraz da Siyah Kuğu’lar. Bu da onları daha gerçekçi karakterler kılıyor.
Film boyunca Nina’nın babasından hiç bahsedilmiyor. Ya da Erica’nın hayatında olan veya olmuş bir erkekten de bahsedilmiyor. Evdeki görsellerde de fotoğraf vs. görebildiğim kadarıyla bir erkeğe ait fotoğraf yok.
Erica kahvaltısını bitiren eden Nina’nın üzerine uzun kollu bir tişört giydirmek için arkasına geçer. Bir şey fark eder. Bir “kaşıma” izi, yarası.
Nina önemli bir şey söyler. Erica kısa bir an için şüpheli bir bakışla onu süzer. Sonra uzatmayarak tişörtü ona giydirir.
Erica: Benim de gelmemi istemediğine emin misin?
Ve ardından ileride sıkça duyacağımız repliği söyler.
-You ‘Sweet Girl’. / Tatlı kız.
Gülümseyerek birbirlerine sarılırlar. Bu esnada Erica’nın yüzü endişeli bir hal alır.


BÖLÜM-3
Nina metroda... Metronun kapısının camından yansıyan yansımasına bakıyor, inceliyor. Bunu filmin ilerleyen kısımlarında birçok kez tekrar edecek.
Nina’nın kostümleri genelde beyaz ve beyaza yakın açık tonlardaki renklerden oluşuyor. Özellikle buradaki beyaz tüylü atkısı, gerekli referansı veriyor. Ayrıca pembe renk kullanımı da sık.
Karşı raydan geçen bir diğer tren onu kendi dünyasından çıkarır. Diğer vagonda kulaklıkla müzik dinleyen, siyah paltolu ona çok “benzeyen” birini görür. Her şeyi Nina’nın bakış açısından izleriz. Saçını düzelttiğinde “o” da saçını düzeltir. Onu taklit mi ediyor? İlgisi artar.
Karşı vagondaki karakteri filmin izleyicisinde de şüphe duygusunu artırmak için çeşitli açılarda ve tekrarlarda hem Natalie Portman hem de Mila Kunis oynuyor. Seyirci de Nina karakteri gibi gördüğü şeyden emin olamıyor.
Vagondaki gizemli kişi iner. Nina çabalasa da onun yüzünü göremez.
Nina metronun merdivenlerinden çıkar. Dans ettiği “Lincoln Center of the Performing Arts” binasına yürür.
Klasik bir Darren Aronofsky  çekimi. Kamera, karakteri yürürken arkasından takip ediyor. Karakter kompozisyonun, çerçevenin merkezinde ve lens karaktere odaklanmış(focus).
Nina, binanın girişine yaklaştığında Winona Ryder’ın canlandırdığı Beth Macintyre karakterinin fotoğrafının olduğu posterlere bakar. Altında şöyle yazıyor: “Winter Classics reinvented new season./Kış Klasikleri yeni sezonda yeniden keşfediliyor.”

BÖLÜM-4
Solistlerin giyinme odası. Ve aynalar her yerde. Veronica ve Galina aralarında Beth Macintyre hakkında konuşuyorlar. Artık onun “yaşlandığını”, emeklilik zamanının geldiğini söylüyorlar.
Ve dolayısıyla onun yerini alacak biri üzerine konuşuyorlar. Beth’in yaşlanmış olmasından bir kez daha bahsettiklerinde, Nina:
-It’s sad./Üzücü.
-What’s sad?/Üzücü olan ne?
-Beth’s such a beautiful dancer./Beth çok güzel bir dansçı.
Nina, Beth’i savunur. Bu sahnede Nina’nın Beth’e olan hayranlığını hissediyoruz.
Ayrıca çerçeve aynalarla dolu. Diyalog aynalar üzerinde akıyor.
Lily aniden içeri gelir. Yeni kız. Hiç sıcak bir karşılama ile karşılaşmıyor. Rekabet, ortama hakim.
Nina’nın dikkati ona yönelir. Taktığı beyaz kulaklıklar, siyah paltosu, saç şekli ile Nina’nın metroda gördüğü kişi mi?
Nina yeni balet ayakkabılarını poşetinden çıkarır. Onları hazırlamaya başlar. Keser, kurdele diker, altını çizer… Ayrıca ayak parmaklarını bantlar. Ve sonra onları ayağına giyip alıştırma yapmaya başlar. Piyanodan gelen müzik yükselir ve…

BÖLÜM-5
Solistler ve diğer balerinler ve baletler günlük ısınma/rutin hareket tekrarlarını yapıyorlar.
Nina bu sahnede filmde duyduğu ilk rahatlaması üzerine repliği duyuyor.
Bale Öğretmeni: Relax./Rahatla.
Thomas Leroy -topluluğun yönetmeni, koreografı- içeri girer. Karizmatik, bekâr kendini baleye adamış. Narsist bir karakter. Cinselliğini amacına ulaşmak ve balerinleri yönetmek için kullanmaktan çekinmeyen biri. Ancak cinselliğini kullansa da film boyunca hiçbir balerinle birlikte olduğunu görmüyoruz(Halüsinasyonlar hariç). Çünkü Leroy’un odaklandığı tek şey gösterisi ve onu en iyi şekilde sergileyebilmek. Bu sebeple istediği performansları almak için her türlü oyuna başvurmaktan çekinmeyecek.
Thomas Leroy karakterini Vincent Cassell canlandırıyor. Gençliğinde bale dersleri almış. Babasının bir dansçı olduğunu çocukluğunun dansçıların arasında geçtiğini bu yüzden onların dünyasını biraz tanıdığını söylüyor. Karakterini George Balanchine hakkında okuduklarının, Michael Bennett, Benjamin Millepied ve biraz da Darren Aronofsky’nin karışımı olduğunu söylüyor. Ayrıca rolü için Pariste Mikhail Baryshnikov ile biraz çalışarak, Paris ve New York’ta bale topluluklarının provalarına katılarak hazırlandığını söylüyor.
Thomas Leroy’un varlığı ortamda fark edilir. Prova durur. Balerinler üzerlerindeki fazladan duran ısınma kıyafetlerini kendilerini gösterebilmek için çıkarırlar. Balerinler ve baletler Leroy’un işareti ile yeniden başlayan müzikle dans etmeye başlar.
Leroy dansçıların arasına gelir. Aralarında dolaşıp onları incelerken Kuğu Gölünün hikâyesini anlatmaya başlar. Anlatırken bazı dansçıların omzuna dokunur. Bir tür seçme işlemi. Nina’nın omzuna dokunmaz. Nina gergin.
Leroy aynı Kuğu Gölü balesindeki annesinin ısrarı ile eş arayışına giren Prens Siegfried gibi bir arayış içinde. Balerinler ile dolu olan bu salon sanki kuğuların toplandığı göl. Ve o Kuğu Kraliçe’yi, Odette’i arıyor. Ayrıca Leroy kelimesi Fransızca “le roi” kral anlamına gelmekte.
Leroy yeni sezonda “Kuğu Gölü” balesini sergileyeceklerini anons eder. Kuğu Kraliçe için yeni bir yüz aramaktadır. Kuğu Kraliçe rolünün zorluğu ise Beyaz Kuğu’yu ve Siyah Kuğu’yu aynı kişinin oynayacak olması, aynı bedende onlara hayat verecek olmasıdır.
Aynaların birleştiği çizginin kişinin yansımasını ikiye katlaması ya da ikiye bölmesi yine filmin temasına uygun metaforik görseller yaratıyor.
Leroy ilk seçmeleri bitirir. Nina hayal kırıklığına hazırlanıyor. Ama Leroy, oyunlar oynamayı seven bir karakter olduğunu açıkça gösteriyor ve omzuna dokunduğu solistlerin günlük programlarına devam etmesini, dokunmadıklarının ise rol için seçmelere davet eder.
Nina memnun. Leroy’un omuzlarına dokunmadığı solistler de rahatlar. Ve çalışma devam eder.

BÖLÜM-6
Nina karakterine uygun bir şekilde koridorda diğer bekleyen adaylardan uzak ve izole olarak kompoze ediliyor. Gözlerini kapamış, Kuğu Gölü’nün müziğini mırıldanıp, elleri ile yaptığı hareketlerinden koreografiyi kafasında canlandırdığı anlaşılıyor. Az sonra ki Kuğu Kraliçe(Swan Queen) seçmesi için hazırlanıyor.
Duyduğu gürültüden ötürü dikkati dağılır. Kalkıp neler olduğuna bakmaya gider.
Beth. Eski baş solist soyunma odasını öfkeyle yıkıp dökmekte. Kısa bir an göz-göze gelirler. Beth öfkeyle ayrılır.
Nina, Beth gözden kayboluncaya kadar bekler. Sonra aralık kalmış kapıyı açarak odaya girer ve kapıyı kapatır. Odaya göz gezdirir. Sonra aynanın karşısına oturur. Gülümser. Kendini baş solist olarak hayal eder.
Ardından Beth’in kırmızı rujunu alıp bakar ve cebine koyar. Ayrıca ruju açtığında duyulan ses efekti bunun önemli olduğunu vurguluyor.
Nasıl eski çağlarda cesareti takdir edilen bir düşman öldürüldüğünde onun cesaretine sahip olabilmek için kalbi yenirse, Nina’da “mükemmel” olduğunu düşündüğü kişinin -ki sonraki sahnelerde bunu dile getirecek- yani Beth’in mükemmelliğini/kusursuzluğunu istediğinden onun eşyalarını topluyor olabilir.
Nina odadan çıkar.

BÖLÜM-7
Nina, Odett’in Dönüşümü(Odette’s Variation)’ı canlandırıyor. Ve gayet iyi.
Dans biter, müzik durur. Leroy, Nina’ya doğru yürür. Diğer kızlar duymasın diye ve belki de biraz heyecan vermek için Nina’ya doğru eğilip ona, sadece Beyaz Kuğu rolü için seçme yapıyor olsa rolün onun olacağını söyler. Nina gururu okşanmış kısa bir an gülümser. Ama Leroy geri çekilip ekler:
-          But I’m not. Maestro, Odile’s Coda. Show me your Black Swan, Nina. / Ama öyle değil.(sadece beyaz kuğuyu seçmiyorum.) Maestro, Odile’in(Siyah Kuğun) kodası. Siyah Kuğunu göster bana, Nina.
Bakışmalar, bekleme, hazırlanma anı. Yönetmen kurgu ile tansiyonu arttırıyor. Nina’nın üzerindeki baskı bariz. Kuğu Gölü balesinin en zor ve ünlü kısmı olan Siyah Kuğu’nun Kodası. Ardı ardına 32 dönüş(fouettes) içeriyor.
Nina dansa başlar. Leroy memnun değil. Nina, Siyah Kuğu’yu Beyaz Kuğu’nun ruhuyla dans ediyor. Belli ki bir içsel değişim geçirmeli.
Ayrıca burada belirtelim ki yönetmenliğini Michael Powell ve Emeric Pressburger’in yaptığı “Red Shoes” adlı filme yapılan kamera hareketi referans veriliyor.
Aniden kapı açılır. Nina’nın konsantresi dağılır. Son dönüşlerinde sendeler. İçeri giren kişi Lily’dir.
Leroy ona ısınmasını söyler. Lily kendinden emin bir şekilde ısınmasına gerek olmadığını, iyi olduğunu söyler. Leroy, Lily’den etkilenmiş görünmektedir. Gözleri Lily’de iken ona “Yeniden deneyebilir miyim?” diyen Nina’ya direkt bile bakmadan gerek olmadığı söyler. Nina’nın yüzünde bir yıkılmışlık ifadesi belirir.
Lily üzerini çıkarır. Sırtında ismine uygun (Lily kelimesi zambak anlamına geliyor.) zambaklardan oluşan bir dövme motifi var.
Hayal kırıklığına uğramış ve sinirli olan Nina eşyalarını alır, Lily ile hafifçe çarpışırlar ve sonra salondan çıkar.
Lily karakterini Mila Kunis canlandırıyor. Lily rolünü yakın arkadaşı Natalie Portman’ın onun bale ile ilgilendiğini öğrenip, yönetmen Darren Aronofsky’e onu tavsiye etmesi üzerine yapılan görüşme sonrası almış. Mila’da düzenli aralıklarla yaptığı bale egzersizlerini film için arttırarak Natalie Portman gibi altı ay boyunca çalışmış.

BÖLÜM-8
Nina tuvalette kusuyor. Stres, baskı ve vücudunu formda tutma çabası sebebiyle filmde birçok kez Nina’yı kusarken ya da kendini kusturmaya çalışırken göreceğiz.
Nina yolda evine gidiyor. Telefonu çalar. Ekran pembe ve etiket olarak Anne kelimesinin İngilizce kısaltılmışı “mom” yazıyor. Nina ona neyin sorulacağını biliyor. Vereceği cevabı erteleyerek, telefonunu sessize alır.
Aniden gördüğü şey karşısında durur. Koridorun sonunda ona benzeyen bir başka kız da onun gibi telefonunu kapatır. Yine kostümler beyaz-siyah karşıtlığında. Sabah metroda ki gibi. Biraz bekler. Onu mu taklit ediyor? Karşısındaki kişi ona doğru yürümeye başlar. Nina’da ona doğru. Birbirlerine yaklaşırlarken müzik ve ses efektleri artar. Nina bir türlü kadının yüzünü göremez. Ama yanından geçtiği an, “o” yüz kendi yüzü değil miydi? Sadece bir anlığına, sonra kadının yüzü değişir. Şaşırmış ve anlam veremeyen bir ifade ile uzaklaşan kadının arkasından bakar.
Stres, baskı, duygusal çatışmalar Nina’nın hastalığını tetikleyip hızını ve şiddetini arttırıyor. Şüphe, paranoya ve halüsinasyonlar tırmanışa geçiyor.
Telefonu yine çalar. Annesi olduğunu tahmin ederiz. Ve sahne uygun yerde kesilerek (burada arayan kişi anne ve evde, ayrıca kesme devam ederken telefon çalma sesi devam eder) direkt olarak eve ve anneye sahne bağlanır.
Nina eve girer. Erica, hemen seçmenin nasıl geçtiğini sorar? Nina geç kaldığı için ofisteki Susie’yi aradığını belirtir.
Nina dayanamaz ağlar. Cevap ortada. Annesine sarılır.
Annesi telefonda durum ile ilgili olarak Susie ile görüşürken, Nina hazırlanmaya başlar. Nina kararlı. Odile’in yani Siyah Kuğun Kodasını yapmak istiyor. “Kusursuzca”.
Nina dönüşleri kararlılıkla yapmaya başlıyor. Clint Mansell’in müziğinin ritmi Nina’nın dönüşlerinin hızına uyum göstererek artıyor. Nina döner, bir daha, bir daha, bir daha… Ama sağ ayak baş parmağını inciterek dönüşlerini yarıda kesmek zorunda kalır.
Bu arada Natalie Portman performansı ile ilgili olarak bir not daha düşelim. Daha önce Closer adlı filmde çalıştığı yönetmen Mike Nichols’un tavsiyesi üzerine sesini daha olgun, kadınsı çıkartmak için ses egzersizleri yapmaya başlamıştı. Closer ve daha sonraki oynadığı filmlerde de bunu ortaya koymuştu. Bu filmde ise Nina’nın çocuksuluğunu, kırılganlığını kısaca Beyaz Kuğu halini Nina’nın sesinde yansıtmak için ses egzersizlerini bir süre bırakmış. Siyah Kuğu olduğu anlar hariç. Böylece oyuncu iki karakter arasındaki dönüşümü sesinde de yansıtmış oluyor.
Erica, Nina’nın yatağında incinip kanamış parmağına bakım yapıyor.
Nina’nın odası onun yaşından çok daha küçük bir çocuğa uygun döşenmiş gibi. Pembe ağırlıklı. Duvar kağıdı kelebek motifli. Oyuncaklar, bebekler ve hayvan figürlü birçok oyuncak var. Oyuncaklar da beyaz renk ağırlıklı. Ama oyuncaklar arasında(daha sonraki sahnelerde) bir tane siyah kuğu fark ediliyor.
Lily’nin içeri kasıtlı girdiğini söylüyor. Nina, Lily’nin ona komplo kurduğunu, onun yerine geçmek istediği ile ilgili paranoyalarının başlangıç noktasında.
Anne bir yandan başrolü almamış olmasından ötürü memnun. Çünkü başrolü alması Nina’nın “büyümesine” bir şekilde ondan ayrılmasına yol açabilir. Ona annesine muhtaç olduğunu hatırlatıyor şu repliğiyle,
-…Remember when you first started? If I hadn’t taken you to each of your classes, you would have been completely lost. /İlk başladığın(baleye) zamanı hatırlıyor musun? Eğer her bir sınıfa seni götürmemiş olsaydım tamamen kaybolurdun.
Nina tamamen durumuna yoğunlaşmış bir halde. Yarın Leroy ile konuşacağını ve dönüşleri(Siyah Kuğun Kodası’nı) bitirdiğini, yapabildiğini ona söyleyeceğini söylüyor.
Anne araya giriyor, Nina’yı bu fikirden soğutmak için;
-You don’t need to lie. / Yalan söylemeye ihtiyacın yok. / It won’t convince him one way or the other. / Bu onu hiçbir şekilde ikna etmeyecektir.
Nina yatağa yatar. Erica, Nina’nın küpelerini çıkarır.
Anne dolaylı olarak kendi tecrübesine gönderme de bulunarak, bunun nasıl bir hayal kırıklığı olduğunu bildiğini söyler. Ardından yine yaşla, yaşlanma ilgili olarak,
-And when you start getting older, there’s all this ridiculous pressure. God knows I understand. /Yaşlanmaya başlayınca bu gülünç baskı da artıyor. Tanrı biliyor ki anlıyorum.
Erica eski bir balerin olarak balede ki başarısızlığını yaşlanmasına ve daha sonra söyleyeceği gibi Nina’yı dünyaya getirmesine bağlıyor. Ya da bunu kendini avutmak için kullanıyor. Çok sevdiği balede başarısız olunca hayatının merkezi kızı olmuş. Aynı zamanda da saplantısı… Kendini ona adamış. Ama kızı Kuğu Kraliçesi rolü için mücadele vermeye başladığında ona olan sevgisine, onun bu rolde başarılı olmasına istemesine dair duyduğu hislerin karşısına kızını kaybetme, yalnız kalma ve ayrıca kıskançlık ekleniyor.
Erica, Nina’yı teselliden çok durumu kabul etmeye çağırıyor. Nina ise bu durumu kabul edemiyor. Nina bu rolü gerçekten istiyor. Erica müzikli mücevherat kutusunu çıkarır ve kurar. Müzik çalarken kutudaki küçük balerin dönmeye başlar. Çalan müzik ise Kuğu Gölü’nün tema müziğidir.
Erica, Nina’nın yanına oturup onun başını okşarken, onu teselli etmeye yönelik söylevine devam eder. Ve sahne bir kez daha şu replikle biter.
-Sweet girl./Tatlı kız.
Ekran kararır.

BÖLÜM-9
Ertesi gün. Nina metroda. Kapının camındaki yansımasına bakarak Beth’in rujunu sürüyor.
Burada Beth’in rujunu sürmesinin sebebi sonraki sahnede Leroy’un karşısına çıktığında ona  (Leroy’un beğendiği) Beth gibi çekici ve güçlü görünmek mi?
Nina, Leroy’un odasının önünde gergin bekleyiş içerisinde. Leroy’un sesi duyulur ardından kendisi gelir. Onu görünce elinden geldiğince hoş bir gülümseme sergilemeye çalışır ama tamamen kendine güvensizliğini ortaya koyan bir mimik, gülümseme ortaya çıkar. Nina onunla konuşmak istediğini söyler.
Leroy’un odasına girerler. Leroy’un ofisi siyah ve beyaza yakın renk tonları hakim. Arkada bir kuğu iskeleti var.
Uzun zamandır Darren Aronofsky’nin birlikte çalışmak istediği ve sonunda bu filmde birlikte çalışabildiği Prodüksiyon Tasarımcısı Therese DePrez gerçekten düşük bütçenin zorluklarına rağmen gayet iyi ve özenli bir çalışma ortaya koyuyor.
Nina kendine güvensiz bir şekilde dün gece dansı tamamladığını söyler ve yeniden denemek istediğini ima eder. Leroy kabul etmez. Nina’nın kırılganlığını ve yaşadığı hayal kırıklığını Natalie Portman burada sesi ile de gayet iyi özetliyor.
Leroy rol için Veronica’yı seçtiğini söyler. Nina hemen boyun eğip, kabullenir. Leroy, Nina’nın bu şekilde davranmasına kızar. “Bir umut olduğunu düşünmüşsün ki süslenip, hazırlanıp buraya gelmişsin” der.
Leroy daha önce söylediklerini yine tekrar ederek Nina’da sadece Beyaz Kuğu’yu gördüğünü söyler.
Nina: I can dance the Black Swan too. / Siyah Kuğu’yu da dans edebilirim.
Leroy ona dört yıl boyunca onu izlediğini ve Nina’nın her hareketini “kusursuzlaştırma takıntısını” gördüğünü ama onun kendini hiç serbest bırakmadığını, kendini kaybetmediğini söyler. Hiç! Siyah Kuğu için Leroy’un aradığı şey budur.
Leroy: All that discipline, for what? / Tüm bu disiplin ne için?
Nina: I just want to be perfect. / Kusursuz olmak istiyorum.
Leroy onu duyamaz ve bir daha söylemesini ister. Nina tekrarlar. Durumu vurgulamak için Nina’ya iki kez söyletilir bu replik.
Leroy kusursuzluğun sadece kontrol ile ilgili olmadığını ayrıca kendini bırakmakla, kontrol etmemekle de ilgili olduğunu söyler. Ardından,
Leroy: Transcendence. Very few have it in them. / Transcendence, Türkçe’ye “üstünlük” ya da “sınırları aşmak” diye çevirebiliriz. Kişinin bilinen ulaşılmış sınırları aşıp üst seviyeye geçmesi diyebiliriz. (Nitekim buna finalde ulaşacak) Çok az kişi bunu içinde taşır.
Leroy onu aniden öper. Öpüşme devam eder. Öpüşmenin ani oluşu Nina’nın gardını yani “kontrolünü” bir anlığına kaybetmesine, “kendini bırakmasına” sebep olur. Müzik ve ses belli bir ruh durumun geldiğinin habercisi olarak yükselir. Ayrıca başka bir “kadına” ait sesler karışık, belirsiz sesler de yükselir. Ve o an Leroy aniden geri çekilir. Dudaklarına dokunur. Nina onu “ısırmıştır”. Leroy duruma inanamaz. Şaşkınlık içinde. Nina da. Nina ne diyeceğini bilemeyerek kendini dışarı atar.
Nina’nın bastırdığı diğer karakteri, Nina’nın yine bastırdığı cinselliği ile tetiklenip, özdeşleşip çıkmak istiyor olabilir mi? Bastırılmış cinselliğinin ortaya konduğu sahnelerde de diğer karaktere “dönüşümü” gerçekleşmiyor mu?
Kuğu Gölü’nün hikâyesinden esinlenen ve orijinal hikâyeyi kendi ana hikâyesine hizmet etmesi için kullanan iyi yazılmış bir senaryoya sahip “Siyah Kuğu”.
Film elbette orijinal hikâyeden gelen klasik ahlaki ve dini sembolizmi de içeriyor. Işığın iyi, karanlığın kötü olması ve bunların beyaz ve siyah olarak sembolize edilmesi gibi. Ve elbette bu sembolizmin kaynağına ve değerlendirmesine göre bu iki kadın karakteri de davranışlarına göre Siyah ve Beyaz Kuğu olarak adlandırılıp, ayırdığı da ortada.
Bu kadın karakterler: Ürkek, kırılgan ve özgürlüğüne kavuşmak için bir erkeğin aşkını bekleyen bakire Beyaz Kuğu. Diğeri ise güçlü, hâkim, tutkulu ve cinselliğinin farkında olan Siyah Kuğu. Orijinal hikâyede hangisinin iyi hangisinin kötü olarak adlandırılacağı ortadadır. 
Darren Aronofsky filminde bunların ayrı olmadığını birbirine geçmiş olduğunu, “aynı bedende” olduğunu, ikisinin “dengelenmesi” gerektiğini ve eğer birbirlerini dışlar ya da bir diğeri “yokmuş” gibi davranılırsa bunun da yıkıma götüreceğini alt metin olarak işliyor. Bu yaklaşım filmdeki tüm karakterlere de yansıyor. Çünkü hiçbiri tamamen iyi ya da kötü değil.
Ayrıca karakterlerden biri hâkim toplumun şartlarına uygun davrandığından ötürü kendini dışarıya rahatlıkla sunabilirken, diğer karakter kendini ortaya koyabilmek için çabalamak kendi içinde ve dışında mücadele etmek zorunda. Bu alt metin de filmin ana hikâyesine hizmet ederek karakterin gerek içsel gerek dışsal çatışmalarına ekleniyor.

BÖLÜM-10
Veronica diğer balerin arkadaşlarıyla konuşuyor. Nina yine yalnız ve ayrı bir köşede kompoze ediliyor. Veronica ile birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlar. Nina, Leroy ile konuşmasında Veronica’nın rol için seçildiğini öğrenmişti.
Heyecanla ilerleyen birkaç balerin seçmelerin sonuçlarının yer aldığı listenin asıldığını söyleyerek onların yanından geçer. Veronica ve Nina ayağa kalkar.
Nina, Veronica’yı durdurur. Onu pek içten olmasa da(fair play tarzı) tebrik eder. Veronica gülümser ve Nina’dan duyduğu bu sözden ötürü heyecanla ve hızla listeye bakmaya, bu sözü teyit etmeye gider. Nina’nın listeye bakmasına gerek yoktur. Sonucu bilen Nina eşyalarını alıp ters yöne doğru yürümeye başlar.
Veronica aniden Nina’nın arkasında belirir. Hızlı ve öfkeli bir şekilde Nina’nın yanına gelir. Ve Nina’ya öfkesini ve hayal kırıklığını kusar ve ayrılır.
Nina olanlara anlam vermeye çalışır sonra listelerin asıldığı yere doğru merakla yürümeye başlar.
Balerinlerden biri onu tebrik eder. Nina listeye bakar.
SWAN QUEEN – NINA SAYERS
Balerinlerden birkaçı daha onu tebrik edip ona sarılırlar. Lily’nin ona baktığını görür. Lily onunla göz-göze gelince hayal kırıklığını bastırıp yaptığı mimikle onu tebrik eder.
Nina tuvalete gider ve kabine girer. Telefonla annesini arayıp, haberi paylaşır. Erica bir an cevap vermek için duraksar ama sonra sevincini ifade eder. Nina için bir mutluluk anı.
Tuvalet kabininden çıkar. Aniden durur. Aynaya bakar. Aynada “kırmızı rujla” yazılmış “Whore/Orospu” yazısını görmüştür. Nina etrafı kontrol eder ve içeri biri girip görmeden hızla havlu peçete ile aynadaki yazıyı silmeye başlar.
Aynada yazılı olan bu yazıyı yönetmen Darren Aronofsky, filmin kamera arkası görüntülerinde Natalie Portman’a yazdırıyor. Diğer karakterinin ortaya çıktığı bu anı, hikayeyi Nina’nın gözünden izlediğimizden ötürü görmüyor olabiliriz ya da yoksa yazı da bir sanrı olabilir mi? Yine Nina’nın bir mutluluk anı bir korkuyla, stresle bölünmüş oluyor.

BÖLÜM-11
Nina apartman dairesinin önüne gelir. Kapının önünde biraz duraklayıp kendini düşünsel olarak hazırlamaya aklındaki olumsuz düşünceleri kovmaya çalışıyor gibidir. Gülümser ve kapıyı açıp içeri girer.
Annesine seslenir. Cevap yok. Evde onu arar. Annesinin odasının önüne gelir. Işığı açıp odanın içine bakar. Odanın duvarında Nina’nın şimdiki ve çocukluğuna ait fotoğraflar ve bu fotoğraflardan annesinin yaptığı Nina’ya ait pek çok portre resim asılıdır.
Nina odadan ayrılacakken portre resimlerinden biri hareket eder ve uzaktan bir kadın kahkahası duyulur. Nina portreye bakar. Bir değişiklik yok. Huzursuz olmuş olan Nina odadan çıkar.
Banyoya girer. Banyo sonrası aynada yansımasına bakıp kendini, vücudunu kontrol ediyor. Daha sonra yine pek çok örneğini göreceğimiz gibi Nina’nın arkasında da bir ayna var. Aynaların bu şekilde yerleştirilmesi paradoks görüntüye ve iki farklı yansımaya sebep oluyor. Nina sol kürek kemiği üzerindeki kaşıma yarasını fark edip, incelemeye başlar. Bu sırada Erica eve gelir ve Nina’ya seslenir.
Nina çamaşır sepetini kapının önüne koyar. Nina bir mahremiyet sorunu yaşıyor ve ileri ki sahnelerde bu soruna karşı hep bir çözüm arıyor olacak. Bir türlü yalnız kalamıyor, kalsa da annesi tarafından bir müdahaleye açık. Çünkü ne Nina’nın odasının kapısında ne de banyo kapısında bir kilit yok. Erica bunu kontrol için gerekli görüyor.
Filmin alt metinlerinden biri de,  klasikleşmiş ergenlikten çıkıp büyüme hikayesine dayanıyor. Nina bulunduğu şartlardan ötürü ve annesinin onu çocuk olarak tutmak istemesinden ötürü gecikmiş bir ergenlikten çıkma deneyimi yaşıyor. Klasik hikâyeye göre kişi büyüdüğünün farkına varıyor, mahremiyet istiyor, yalnız kalmak istiyor, ebeveyne ihtiyacının azaldığını görüyor, cinsel keşifler yapıyor ardından uzun zaman onu çocuk olarak görüp onu koruma altında tutmuş ebeveynlerine artık çocuk olmadığını kanıtlama ve onlardan saygı görmeyi istediği aşamaya geliyor. Bu aşama sırasında isyanlar, tartışmalar ve restleşmeler… Ardından da kişinin kendine güvenme, başarı kazanma ve sonunda artık ebeveynlerine yetişkin olduğunu,  kendi ayakları üzerinde durabildiğini gösterip onlardan saygı görme aşamaları geliyor. Tabi bu filmde Nina şizofreniden muzdarip olmasa, annesinin aşırı kontrolcü ve kendine özgü sorunları olmasa ve daha genç olsa klasik öyküdeki mutlu sona sahip olabilirdi.
Nina yarayı yıkar. Ayrıca Nina’nın bakış açısından gördüğümüzden ötürü yarası üzerinde az sayıda olan(şimdilik) daha sonra tüylerin çıkacağı yumruları görürüz. Erica bir kez daha seslenir. Nina banyodan çıkar.
Nina gergin mutfağa gelir. Erica kızının Kuğu Kraliçe seçilmesinden ötürü mutlu. Sarılırlar. Erica pastadan koca bir dilim kesmeye başlar. Vücudunun formunu, görünümünü korumak isteyen (hem de artık Kuğu Kraliçe seçilmişken) Nina büyük bir dilim pasta istemez. Erica bozulur. Kızar. Kızı ona itaat etmiyordur. Birden pastayı çöpe atmak gibi aşırı bir tepkiye yönelir. Nina’yı suçlu hissettirir. Nina üzgün olduğunu söyleyip ona boyun eğdiğinde Erica durur. Nina ona gülümser. İyi çocuk(ya da sweet girl/tatlı kız olur). İstemediği halde pastayı tadıp, yemeye başlar. Ne kadar lezzetli olduğunu söyleyip, mutlu ve memnun görünür. Kısacası annesini memnun eder.

BÖLÜM-12
Prova. Thomas Nina’yı izliyor. Nina, Beyaz Kuğu’nun prensin önünde insana, Odette’e dönüşümünü canlandırıyor. Nina’yı ilk defa bir erkekle prova yaparken görüyoruz. David, oyunda Prens Siegfried’i canlandırıyor.
David karakterini gerçekte de bir balet ve koreograf olan Benjamin Millepied canlandırıyor. Prensin, Odette’in kalbini kazandığı gibi o da Natalie Portman’ın kalbini kazanmış. Filmden sonra nişanlanan çift, ilk çocuklarını da dünyaya getirmiş. Natalie Portman için şüphesiz bu film hem kariyeri açısından hem de özel hayatı açısından önemli bir yerde bulunuyor olmalı.
Dans tamamlanır, müzik durur. Nina rolünden çıkıp hızla Thomas’ın yanına gider. Belli ki performansı üzerine yorumlarını bekliyor. Thomas memnundur çünkü Nina yine Beyaz Kuğu olarak iyi bir performans sergilemiştir. Nina, Thomas’tan aldığı iltifattan ötürü sevinir ve gülümser. Ama bunun ardından Thomas yine Beyaz Kuğun problem olmadığını asıl sorunun Siyah Kuğu olduğunu belirtir. Ve Nina’nın sevinci bir kez daha bölünür.
Thomas: The real work will be your “metamorphosis” into her evil twin. / Asıl iş senin onun kötü ikiz kardeşine “dönüşümün”.
Thomas çıkarken dünkü öpüşmeleri esnasında Nina’nın onu ısırmasına gönderme yaparak, o ruh halinden daha çok görmek istediğini, daha büyük bir ısırık istediğini söyleyerek salondan ayrılır.
Nina istekle ve disiplinle çalışmaya geri döner.
Nina ara vermiş, su içmektedir. Bu sırada çalan müziği duyar ve merakla müziğin geldiği yöne doğru ilerler. Kapı ağzında durup diğer balerinleri izlemeye başlar.
Nina’nın dikkati ortada dans eden Lily’e yoğunlaşır. Onu izlemeye başlar. Sanki onu kendi ile kıyaslıyordur. Lily rahat, kendine güvenli, içten bir şekilde dans etmektedir. Thomas Nina’nın arkasında belirir. Onun Lily’i izlediğini fark eder. Thomas, Lily’nin dans edişini Nina’ya över. Nina’nın gözünde zaten bir rakip olan Lily artık daha büyük bir tehdit unsurudur onun için.
Thomas burada Lily’i Nina’ya överek balerinlerinden daha iyi bir performans elde etmek için oynadığı oyunlarından bir yenisinin de temellerini atmış oluyor. Nina’nın karşısına bir tehdit bir “rakip” koymak…
Nitekim filmin yönetmeni Darren Aronofsky’de filmi çekerken mümkün olduğunca Natalie Portman ve Mila Kunis’in çalışma günlerini ayırmış. Böylece ikisini mümkün olduğunca bir araya gelmemelerini sağlamış. Ardından da birbirlerinden ayrı zamanlarda çekilen sahnelerdeki performansları üzerine oyunculara bir diğerininkini performansı hakkında diğerinin gözünü korkutan cinsten mesajlar atmış. Böylece ikisi arasında bir rekabet, gerginlik sağlamak istemiş.
Ama Nina’nın karşısına rakip koymak gelecek sahnelerde Nina’nın çok isteyip ulaştığı rolünü kaybetme korkusu arttıracak ve buna doğru orantılı olarak stresini, paranoyası ve sanrıları arttıracak.
Ama Lily sadece bir rakip değil aynı zamanda bastırmak zorunda kaldığı duygularını rahatça yaşayan, Nina’ya gösteren biri. Kısaca Nina’nın bastırdığı duygularını temsil eden kişi.
Filmde sadece Nina değil diğer karakterlerde bir duyguyu zıttı ile birlikte taşıyorlar. Bu da onları elbette daha inanılır, gerçek, çok katmanlı ve ilgi çekici karakterler haline getiriyor.

BÖLÜM-13
Nina’ya Beth’in soyunma odası verilir. Annesine sıklıkla bilgi veren ofis çalışanı Susie’yi sonunda bu sahnede görürüz. Susie çiçekleri göstererek gönderenin Leroy olduğunu söyler.
Yansımaların ve dolayısıyla aynaların konu itibariyle filmde özel bir yeri bulunduğundan, bu görsel ve metaforik klişenin çokça kullanılacağından dolayı yönetmen Darren Aronofsky, madem yapacağız, o zaman sınırları da zorlayalım demiş. Aynalar ve yansıma yüzeylerinin yanı sıra görsel efekt hileleri ile de bu sınırlar genişletilip, aşılmış. Ayrıca seçilen aynaların çeşitleri, çerçeveleri de ayrı bir güzellikte.
Nina mutlu, çiçekleri koklar. Susie odadan çıkar. Küpelerini çıkarırken aynadaki yansımasına bakarak hafifçe gülümser. Baş solist olmayı hayal ettiği yerde ve artık o yerin sahibi. Olmak istediği noktadadır.

BÖLÜM-14
Projeye fon bulmak için düzenlenen partideyiz. Leroy ve Nina kalabalığın arasında ilerleyip merdivenlere ulaşırlar. Leroy ikisi için birer kadeh alır. Merdivenleri tırmanırlar. Leroy, Nina’ya kadehle birlikte direktiflerini de verir.
Nina yine beyaz renk bir elbise giyiyor. Film boyunca bu renk ayrımına dikkat ediliyor. Filmin, Kostüm Tasarımcısı daha önce “The Wrestler”(Güreşçi)’de de yönetmenle birlikte çalışmış olan Amy Westcott.
Anons zamanı. Herkesin bakışları onlara çevrilir. Elbette Nina’nın üzerindeki baskı ve stres artar. Thomas konuşmasına önce emekli olan/edilen Beth’i övgüler düzerek başlar. Beth hiç mutlu görünmemektedir. Bu sırada Nina kadehine doğru bakar ve orta parmağının tırnağının kenarının kanadığını görür.
Beth’e kadeh kaldırılır. Nina’nın hayranlık duyduğu Beth’i içtenlikle alkışladığını görürüz. Leroy, Beth’in emekli olacağını duyururken ise Nina hem Beth’in yaşından ötürü emekli edilmesinden hem de onun yerini almaktan ötürü kötü hissettiğini yüzünden anlarız.
Thomas: “My little princess./Küçük prensesim.” diye Beth’e hitap eder.
Beth daha fazla kaldıramaz ve kızarak salonu terk eder.
Thomas, Nina’yı anons eder. Nina’nın konukları selamlaması Lily’nin kahkahası ile sekteye uğrar. Bu Nina’ya Lily’nin ona karşı bir tehlike ve bir ilgi odağı olduğunu hatırlatır. Nina’nın yine huzuru bozulur. Ardından Nina’ya kadeh kaldırılır. Ve Thomas ekler,
Thomas: …to beauty./Güzelliğe.
Yine dolaylı olarak yaşlanmanın balerin üzerine etkisini ya da genel olarak mesleği, fiziği ile direkt olarak bağlantılı olan insanların korkularına ve endişelerine yönelik duruma bir gönderme niteliği taşıyor bu söz. Ayrıca bu sahnede önce yaşlandığı için emekli edilen Beth’e değinilmesi ve ardından genç Nina’ya dönülmesi de manidar.
Tuvalet. Nina yalnız. Kanayan parmağını yıkıyor. Yine kapı çalınır. Nina yine bir şey yaparken bölünür. Bir türlü rahat onu bırakmıyorlar. Deriyi soymaya başlar ve koparır. Acı ile kanayan parmağını yıkamaya yönelir. Ama sonra parmağına yeniden baktığında bir değişiklik olmadığını, her şeyin yerli yerinde durduğunu görür. Şaşırır. Elini kurularken bir yandan da duruma anlam vermeye çalışmaktadır. Bir daha kapı kabaca ve kararlılıkla vurulur. Nina kapıyı açmadan önce yine aynada kendini şöyle bir kontrol eder ve kapıyı açar. Lily.
Resmen tanışırlar. Nina beyaz, Lily ise siyah elbise giymekte. Ayrıca tuvaletin duvar kağıdı da yine siyah ve beyaz tonlarda.
Lily, Nina’dan çantasını tutmasını rica eder. Ardından Lily iç çamaşırını çıkarmaya başlar. Nina onu izler. Bu sırada Lily, Nina’ya Kraliçe Kuğu rolüne seçilmiş olduğu için heyecanlı olup olmadığını sorar. Nina onunla empati kurulan bu soruyu yanıtlarken gülümsüyor. Yükünü paylaşacağı bir arkadaş aradığı hissediliyor. Ama Lily konuyu değiştirince Nina da aynı noktaya geri dönüyor. Lily iç çamaşırını alıp çantasına koyar ve “Ben olsam aklımı yitirirdim” diyerek başka bir manidar repliğe imza atar.  Lily, Nina’dan kalmasını ve ona eşlik etmesini ister. Nina şaşırırmış görünür. Bakışırlar. Nina nazikçe gülümser ve çıkar. Çıktığı gibi Leroy’la karşılaşır.
Zaman geçer(Time Cut). Partinin sonu. İnsanlar ayrılıyor. Nina kolsuz, iki kanatlı ve bir dünya küresinin üzerinde duran heykele bakmaktadır.
Leroy, Nina’nın paltosunu getirir. Ona evine gitmeden önce yol üstünde olan evine bir içki için uğramasını teklif eder. Nina heyecanlanır ama cevabını veremeden konuşmaları kesilir. Leroy’un Nina’nın yanından bir süreliğine ayrılması gerekir.
Nina yalnız kalır. Heykele odaklanır. Daha sonra heykele doğru yaklaşmaya ve incelemeye başlar. Kanatları bir kuğuyu andırmaktadır.
Heykele bakarken arkasında birini hissederek hızla ve korku içinde döner. Ve karşında Beth’i bulur. Nina nazikçe Beth’in ayrılışına üzüldüğünü söyler. Beth sarhoş ve öfkeli. Nina’ya karşı saldırgan bir tutum içinde. Nina’yı onun yerini alan kişi, halinin sorumlusu olarak görür. Nina’nın rolü nasıl alabildiğini, Leroy’u nasıl ikna edebildiğini sorar. Beth’e göre Nina çekici ve cinsel cazibesi olan biri değildir.
Ardından Leroy’un da böyle düşündüğünü söyleyerek Nina’yı iğneler.
Nina: He always said you a frigid little girl. / O(Leroy) hep senin frijit küçük bir kız olduğunu söylerdi.
Beth onu zorlamaya devam eder. Ama Nina, Beth’in beklemediğini yaparak ona karşılık verir. Bu Beth’i sinirlendirir. Hakaretlerine devam eder. Leroy gelir. Beth’i uzaklaştırır. Nina onları uzaktan izler, ‘dinler’. Bir kez daha Leroy, Beth’e:
Leroy: “My little princess…/Benim küçük prensesim…” diye hitap eder.
Leroy ve Nina birlikte çıkarlar.

BÖLÜM-15
Leroy’un dairesindeyiz. Yine siyah ve beyaz rengin ağırlıklı olduğu bir mekan. Hatta, Nina’nın beyaz elbisesi ile Leroy’un siyah smokini de odaya uyum sağlayarak görsel düzeni devam ettiriyor.
Nina, hoşlandığı adamla yalnız. Ve heyecanlı. Leroy rol hakkında konuşmak, yakınlaşmak ve aralarındaki sınırları kaldırma çabası içinde olduğunu söyleyip Nina’ya özel hayatla ile ilgili sorular yönelmeye başlıyor.
Leroy: You got a boyfriend? / Bir erkek arkadaşın var mı?
Nina: No./Hayır.
Leroy: And you had many in the past? Geçmişte birçok (erkek arkadaşın)oldu mu?
Nina: A few. But no one serious. / Birkaç kişi. Ama ciddi biri olmadı.
Leroy duraksar.
Leroy: You’re not a virgin, are you? Bakire değilsin, değil mi?
Nina için fazla direkt bir soru. Utanarak ve muhtemelen yalan söyleyerek,
Nina: No./Hayır.
Thomas onun cevabına pek inanmış görünmemektedir. Nina’nın cevabı üzerine, “O zaman bu konularda konuşmakta utanılacak bir şey yok” diyerek sorularına devam eder. Ve Nina’yı gelecek sorusuyla zorlar.
Leroy: And you enjoy making love? / Sevişmekten zevk alıyor musun?
Nina utanır. Thomas bir türlü bu konularda Nina’ya ulaşamıyor. Her seferinde Nina utanarak kaçamak, kısa cevaplar verir. Leroy, “Bu konuları konuşabilmemiz gerekiyor.” Diyor. Nina ‘da onu onaylarcasına başını sallıyor.
Thomas belki de bu konuşmayı tamamen Nina’nın, Siyah Kuğun taşıdığı cinsel cazibeyi dans ederken yansıtıp yansıtamayacağını merak ettiği için soruyor olabilir. Nitekim bu gecede aldığı cevaplardan sonra ilerleyen sahnelerde cinsellik vurgusu artacak.
Tüm bunların ardından Nina’nın cinselliği yaşamadığını düşünen Leroy ona bir ev ödevi veriyor. Nina’ya evine gittiğinde kendine dokunmasını, “haz almasını” kısaca mastürbasyon yapmasını öneriyor.
Nina şok içinde. Birde bunun ardından “oyununu” bitiren Leroy’un ayağa kalkıp ona yarın çok işleri olduğunu ve kapıcının ona bir taksi bulacağını söyleyerek -bir nevi soğukça güle-güle, hadi evine diyen bir tavırla- onu yalnız bırakması Nina’da ayrı bir kırılma yaratıyor.

BÖLÜM-16
Nina evine dönmüştür ve ayna karşısında üzerini çıkarmaktadır.
Erica gelir. Güzel bir gece olduğunu duyduğunu, kendisinin de orada olabilmeyi dilediğini söyler. Nina, Erica’ya onunla birlikte gelmesi için onu davet ettiğini hatırlatır. Annesi hak verir. Erica, Susie’nin her şeyi ona anlattığını söyler. Böylece Erica’nın gece hakkında bildiklerini Susie’den öğrendiğini anlarız. Nina’nın yanında olmadığı zamanlarda da kontrolünü başkalarından bilgi alarak sürdürmektedir.
Erica, Nina’nın küpelerini görür. Aslında “Beth’in küpeleri.” Ona (böyle pahalı) küpeleri nereden bulduğunu sorar. Nina küpelerin sahte olduğunu söyler. Erica küpelerin gerçekliği karşısında “Ben kandım” der. Küpeleri alıp Mücevher-Müzik kutusu’nun içine koyar.
Erica, Nina sanki küçük bir çocukmuş gibi onun elbisesini çıkarmaya başlar. Ama Nina hem sırtındaki yarayı annesinin görüp paniklemesinden korktuğundan hem de artık ben büyüdüm diyen bir tepkiyle şu sözleri söyler:
Nina: I can do it./Ben yapabilirim.
Bakışırlar. Erica yenilmez. Kızının isteğini yerine getirmez ve Nina’nın elbisesini çıkarmaya devam eder. Erica, Nina’nın sol kürek kemiği üzerindeki kaşıma yaralarını görür. Panikler. Nina onu sakinleştirmeye çalışsa da Erica panik içinde.
Burada Erica şöyle diyor:
Erica: You’ve been scratching again. / Yine kendini kaşıyorsun/tırmalıyorsun…/ I thought you’d outgrown this disgusting habit./ Bu iğrenç alışkanlığı bıraktığını sanıyordum.
Burada Erica’nın kullandığı “yeniden” sözcüğü ile filmin başında ki ilk kez kaşıntı yarasını gördüğü zamanı mı kast ediyor yoksa bunun film öncesinde başlamış bir tarihçesi var mı?
Erica, Nina’yı soyar. Bir çocuk gibi onu elinden tutup sürükleyerek banyoya götürür. Bu arada ona yapacakları şeyleri dikte eder. Sonra Nina’nın tırnaklarını kesmeye başlar. Erica kontrolden çıkmıştır. Korkmuş olan Nina “Anne, lütfen” der. Erica ise,
Erica: It’s the role isn’t it? It’s all this pressure. I knew it’d be too much for you. I knew it. /Rolden ötürü değil mi? Hepsi bu baskıdan dolayı. Senin için çok fazla olacağını biliyordum. Biliyordum.
Erica, Nina’nın tırnaklarını keserken istemeden onun parmağını yaralar. Pişmanlık içinde hemen kızının yarasını öper.  Erica, yine farklı duygular arasında geçiş yaşıyor. Bunu Nina’da fark ediyor. Erica, Nina’nın tırnaklarını kesmeye devam etmeye başlar.
Nina bulunduğu her yerde evinde, işte hep bir rekabet, baskı ve stres duygularıyla karşı karşıya.
Ekran kararır.

BÖLÜM-17
Ertesi sabah. Nina yatağında uyanır. Pembe renk ağırlıklı, oyuncaklarla dolu olan odası -tam bir çocuk odası görümünde- geniş açıda gösterilerek tüm hatlarıyla gözler önüne sunulur.
Öncelikle odanın geniş açıda gösterilmesi ile çocuk odasına hapsedilmiş bir yetişkin portresi ayrıca vurgulamış oluyor.
Nina, “Leroy’un verdiği ev ödevini” yerine getirmeye, mastürbasyon yapmaya başlar.
Çekingenlikle başladığı keşfini ilerleten Nina rahatlayıp, haz almaya başlıyor. Ama orgazma ulaşamadan odasındaki koltukta uyuyan annesinin varlığını keşfediyor. Nina yine bölünüyor, yine mahremiyeti işgal ediliyor. Nina için tam bir şok anı. Nina korkuyla hemen yorganı üzerine çekip, altına girer. Ayrıca bu duruma kızan ve kınayan bir mimik yapar.
Natalie Portman, Nina’nın cinselliği keşfetmesinin onun karakterinin gelişimindeki yerinin önemini belirtiyor. Ayrıca klasikleşmiş ergenlikten çıkma/büyüme hikâyesinde ki cinselliğin keşfedilmesi aşaması, Nina için devam ediyor. Nina keşifleri ile kendinin de bilmediği yönlerini keşfediyor. Ayrıca bastırdığı diğer kişiliğinin de kendini ortaya koyabilmesi için imkânlar yaratıyor.

BÖLÜM-18
Provadayız. Nina, Lily ile kısa bir anlığına bakışır. Aniden içeri ağlayarak bir balerin girer ve hızla Öğretmene doğru ilerler. Nina olanları biraz uzaktan izlemektedir. Kötü bir haberin geldiği bellidir. Gelen kişinin, Beth’in kaza geçirdiğini ve hastanede olduğunu, bacaklarının tamamen kırılmış olduğunu söylemesi uzaktan duyulur.

Dans Merkezinin dışındaki havuzun önünde Nina ve Leroy yan yana oturmaktadır. Nina, Beth’e ne olduğunu sorar. Thomas, Beth’in aniden caddeye çıktığını ve bir arabanın ona çarptığını söyler. Ardından, “Neredeyse bunu kasıtlı yaptığından eminim” der. Nina’nın “Nereden biliyorsun?” sorusu üzerine Thomas açıklamaya başlar.
Leroy: Everything Beth ever did came from within. From some dark impulse. /Çünkü Beth’in yaptığı her şey içinden gelir. İçindeki karanlık bir içgüdüden.
Leroy burada duraksar. Hafif, silik, kısa bir gülümseme belirir yüzünde. Sanki söylediği son sözler ona bir fırsat yaratmıştır. Ekler,
Leroy: It’s what could make her so thrilling to watch. So, dangerous. Even “perfect” at times. / Sanırım onu seyretmeyi böyle heyecanlı kılan da bu. Tehlikeli. Hatta bazı zamanlar “kusursuz”.
Leroy bu anı bile balerinini yönetmek ve yönlendirmek için kullanılacak bir fırsata çeviriyor. Nina, Leroy’un sözlerinin arkasında ne demek istediğini anlar. Nina ile bakışırlar. Leroy sözlerine devam eder,
Leroy: But also destructive. / Ama bir o kadar da yıkıcı.
Nina durumdan ötürü kendini suçlu hissediyor. Beth’in yerini almaktan ve o gece tartışmalarından ötürü bu kazanın, kaza olmayabileceğini -hele Thomas’ın da Beth’in bunu bilerek yapmış olabileceğini ima etmesiyle- aklından geçiriyor olabilir.
Thomas bunu anlar. Hemen Nina’yı teselli etmeye başlar. Her zaman Nina’yı sakinleştirmeye çalıştığında başvurduğu yola başvurur, Nina’nın yüzüne dokunur. Thomas baş solistinin, balerininin konsantrasyonunun bozulmasına izin veremez. Onu bu düşüncelerin tersine ikna etmeye çalışır. Ama…

BÖLÜM-19
Hastane. Nina koridorda Beth’in odasına doğru yürürken Beth’in küpelerini kulağından çıkarır. Beth’in odasının önüne gelir. Kapı camının yansımasından Beth’i yatakta izler. Cesaretini toplayıp içeri girer. Beth uyuyor. Nina, Leroy’un daha önce ona gönderdiği çiçeği torbadan çıkarıp, zaten içi çiçeklerle donanmış, odanın bir köşesine bırakır.

Hayran olduğu Beth’i o halde görmenin üzüntüsüyle ve ayrıca merakla da ona doğru yaklaşır. Uyuyan Beth’in üzerindeki örtüyü yavaşça açarak onun bacaklarına bakar. Gördüklerinden dehşete düşer. Kendini suçluyor gibidir. Bir dansçının başına gelebilecek en kötü durumlardan biri. Nina çarşafı biraz daha kaldırarak Beth’in bacağının daha alt kısmına doğru bakar. Gördüğü dikilmiş yara karşısında dehşete kapılarak geri çekilir. Bu esnada hemşireye çarpar. Şok içinde odadan hızla ayrılır.
Orijinal tasarlanan sahnede Nina, yarada birçok kurtçuk görüp dehşete kapılarak odadan çıkıyormuş. Kamera arkası görüntülerde sahnenin kurtçuklarla çekiminin yapılması da bunu gösteriyor. Ama kurguda sanıyorum ki, yeni bir sanrı eklemek ve bu sanrı ile Nina’yı korkutmak yerine, ona bir balerinin, bir dansçının başına gelebilecek en kötü şeylerden birini göstererek bunu zaten başarıyorlar. Ve Nina’nın üzerindeki korku ve stresi arttırıyorlar. Filmin kurgucusu daha önce Darren Aronofsky ile “The Wrestler”(Güreşçi)de de birlikte çalışan Andrew Weisblum.
Nina, Dans Merkezine geri dönmüştür. Soyunma Odasında aynanın karşısında ağlıyor. Oda aynı zamanda Beth’in “eski” soyunma odası.
Suçluluk içindeki Nina, daha önce Beth’ten aldığı eşyaları -görmediğimiz ekstra eşyalarla birlikte- dizmeye başlar. Sigara paketi, törpü bıçağı, kırmızı ruj… Ardından aynadaki yansımasına bakar.

BÖLÜM-20

Nina çöpleri çıkarıyor. Çöpleri atar. Attığı yerde bulunan birçok uzun tahta parçalarından birini seçip alır.
Daireye girer. Mümkün olduğunca sessiz, annesine fark ettirmeden odasına ilerler. Annesinin odasının önünde durur. İçeri bakar. Erica’nın sırtı dönük. Annesi yine kızının bir fotoğrafına bakarak portre resmini yapıyor ama yaparken ağlıyor. Erica’nın ağlarken ki hıçkırıklarını duyuyoruz.

Bu çalışma köşesi Erica’nın kızına duyduğu saplantıyı gösterdiği gibi yaptığı resimlerle de sanki onun yaşlanmasını, büyümesini engellemek istiyor.
Nina odasına girer. Kilitsiz bir kapıya sahip olan Nina kendi “Mahremiyet” kilidini tasarlıyor. İlk denemesini yapar. Ama sesi duyan Erica hemen seslenir, “Nina?”… Ayak sesleri…
Nina hemen tahtayı alıp saklar ve yatağına yatar. Erica kapıyı açar, kontrolde. Bakışırlar. Sahte gülümsemeler…

BÖLÜM-21
Prova. Leroy dans eden Nina ve David’e direktifler veriyor.
Nina fizik terapi görüyor. İşinin ve çok çalışmasının vücudu üzerindeki etkileri, böylece altında olduğu fiziksel baskıyı da görüyoruz.
Bir anekdot olarak Natalie Portman’ın filmin çekimlerinde kaburgasının yerinden kaydığı belirtelim. Filmin bütçesinin düşüklüğünden ötürü sette ilk yardım görevlisi bulunmadığı kendisine söylenir. Natalie Portman’da bu durum üzerine ilk yardım görevlisinden kesintiye gideceklerine sette kaldığı karavanını almalarını söyler. Sağlık görevlisi gelir ama ertesi gün karavanı gider.

Darren Aronofsky, Natalie Portman’ın gördüğü gerçek fizik terapi seanslarını görüntülemek ister ve Natalie Portman’dan fizik terapi seansı boyunca rolünde kalmasını ister. Ve sahneyi belgesel çekim tarzında(documentary style) görüntüler.

Yeni bir prova. Nina, David ve Rothbart’ı oynayacak dansçı. Siyah Kuğu ile Prens Siegfried’in üçüncü perdede ki Pas De Deux(ikili dans) bölümünü prova ediyorlar.
Leroy memnun değil. Söyledikleriyle Nina’yı diğerlerinin önünde utandırır.
Leroy klasik olarak Nina’nın Siyah Kuğu performansının, Beyaz Kuğu performansında farklı olmadığını söyler. Nina’ya frijit benzetmesi yapar.
Elektrikler aniden kesilir. Elektriklerin kesilmesi aynı zamanda ileride gerçekleşecek -elektriklerin kesilmesi ile başlayan- bir diğer sahnenin hazırlığı da(set-up’ı).
Leroy öfkeli bir halde set görevlilerine hala çalıştıklarını, ışıkları açmalarını söyler. Işıklar yanar. Nina gergin. Leroy, Nina hariç diğer dansçıları ve piyanisti gönderir.
Leroy onu kendine çeker.
Leroy: I’ll be the Prince. / Prens ben olacağım.
Leroy müziği mırıldanır ve birlikte dans etmeye başlarlar.

Leroy’un Nina’ya şehevi bir şekilde dokunan elleri yakın çekimlerle gösterilir, Nina’nın dokunuşlardan ötürü gerginliği artar. Nina’yı cesaretlendirmeye çalışır.
Lero: Feel my touch. Respond to it. Come on./ Dokunuşumu hisset. Ona tepki ver. Hadi.
Nina istediği tepkileri vermez. Spontane bir şekilde Nina’yı kendine çeker ve öper. Nina’yı teşvik eder. Artık öpme değil, öpüşmeye dönüşür. Cinselliğe yönelik dokunuşlar artar. Nina kendini bırakmıştır. Thomas onu baştan çıkarmıştır. Bu noktada Thomas aniden öpüşmeyi keser. Nina’dan uzaklaşır. Nina şaşkın bir halde ona bakar.
Leroy: That was me seducing you when it needs to be the other way around./Senin beni baştan çıkarman gerekirken ben seni baştan çıkardım.
Leroy salonu terk eder. Leroy yine cinselliğini balerinini yönetmek ve yönlendirmek için kullanmıştır. Oynadığı oyunlar tamamen zalimce. Ama aradığı şey burada kesinlikle cinsel ilişki değil öyle olsa Nina’yı bırakıp gitmezdi. Balet ve balerinlerinden gösterisi için hayal ettiği performans neyse onu almak için her türlü oyunu sergilemekte.
Nina salonda hem de sevdiği, her fırsatta koruduğu adam tarafından incitilmiş bir halde yalnız başına bırakılır.

Aradan zaman geçer(Time Cut). Nina üstünü değiştirmiş, salonda yere oturmuş tek başına ağlamaktadır.
Önce aynada birinin yansımasını görürüz. Nina dönüp bakar. Karanlıkta kalan, çoğunlukla bir silüet gibi görünen kişiye bakar. Sanki “kendisi”. Yine burada Natalie Portman ve Mila Kunis filmin temasına uygun olarak ve izleyicide şüphe yaratmak amacıyla yer değişerek gölgedeki karakteri oynuyorlar.
Nina “Kimsiniz?” diye seslenir. Gölgede iken Nina olan karakter gölgeden çıkarken hikayeye hizmet eden güzel bir görsel efekt ile Lily’e dönüşür. Lily bir sigara yakarak Nina’ya yaklaşır. Karakterler arasındaki farklılığa işaret etmek için, Nina, “Burada sigara içilmez” der, Lily ise yine ona rahatla biraz tarzında “Sen kimseye söylemezsen, bende söylemem” diyerek cevap verir.
Oturup Nina ile sohbet etmeye başlar. Nina bu kırılgan anında ona iltifat edip, destek veren Lily’i kabul eder. Lily’nin önerdiği sigarayı alır. Lily, Nina’nın ıslak ve ağlamaktan hafifçe şişmiş gözlerine bakıp ona bariz durum hakkında konuşmak isteyip, istemediğini sorar.
Lily, Leroy’un onunla oyun oynadığı anlar. Ve Leroy’u eleştirir. Lily’nin her eleştirisinde Nina hoşlandığı ve hayran olduğu adamı, Leroy’u savunur. Lily, Nina’nın Leroy’dan hoşlandığını anlar. Durumla ilgili olarak Nina’ya takılır. Ama Nina buna kızar. Kalkıp eşyalarını alır ve çıkar.

BÖLÜM-22
Nina, düşünceli bir şekilde küvetin içinde oturmakta. Arkasında ki bezde kuğu motifleri görülüyor. Yalnızlığından istifade ederek yeni bir mastürbasyon denemesine girişir. Ama sonra aniden durur ve vazgeçer. Kendini tamamen suyun altına sokar.

Burada suyun altından çekilen Nina’nın bakış açısı(POV) ayrı bir Darren Aronofsky karesi. Daha önce bu çekimi “Requiem for a Dream” adlı filminde kullanabilmek için, bu çekimi içeren “Perfect Blue” adlı anime filmin haklarını satın almıştı. Hakları hala ona ait olduğu için burada da kullanmış. Tabi tamamen hikâyeye hizmet edecek bir şekilde. Suyun çift taraflı bir ayna olduğunu düşünürsek az sonra diğer karakteri ile Nina’nın karşılaşması gayet anlam kazanıyor.
Suyun altında kapattığı gözlerini açar. Her şey normal görünmektedir. Gözlerini yine kapatır. Sonra suya düşen kan damlalarının etkisiyle gözlerini açar. Karşısında kendi yüzüne sahip ona gülümseyen biri. Bir kahkaha duyulur. Dehşet içinde kalkar ve korkuyla etrafına bakar. Sonra parmak uçlarının, tırnaklarının kan içinde olduğunu görür. Anlam vermeye çalışır. Sonra sırtına dokunur.

Ayna karşısına geçip kaşımaktan/tırmalamaktan yara olmuş sırtına, kürek kemiği bölgesine bakar. Bir hayli acı çekmektedir. Tırnaklarına bakar. Uzamışlardır. Aynalı banyo dolabını açar ve makası alır. Tırnaklarını kesmeye başlar. Kamera yavaşça hareket edip Nina’yı aynada gösterir.

Sanki yüz ifadesi Nina’ya ait değil. Yine bir kahkaha duyulur. Burada iki karakter arasında geçişlerin hızlandığını görüyoruz. Zaten var olan sıkıntı, stres ve baskısına gün içinde olanlarda eklenince Nina’nın durumu daha hızlı kötüleşmeye başlar. Diğer karakterinde iken parmağının ucunu yaralar, kan akmaya başlar. Acı içindedir. Şimdide annesi ona seslenir.
Erica: Sweetie, What are you doing there? / Tatlım içeride ne yapıyorsun?
Hiç rahatı yok. Aynada kendine bakar. Ses efektleri yükselir.

BÖLÜM-23
Prova. Nina ve David, Siyah Kuğun ikili dansını(Pas de deux) prova ediyorlar. Yine her zamanki gibi Leroy hiç memnun değil. Tekrar, tekrar, tekrar… Leroy’un tek söylediği bu. Nina dayanamaz dansını böler ve herhangi bir düzeltmesi olup olmadığını Leroy’a sorar.
Lily, dün akşamki Nina ile konuşmalarını Leroy’a aktarmıştır. Leroy’a Nina’nın üzgün olduğunu ve onun üzerine fazla gitmemesini/ağırdan almasını söylemiştir. Leroy buna kızgındır.

Nina ihanete uğramış hisseder. Leroy iğneleyici bir üslupla ona isterse bir-iki gün dinlenebileceğini, hatta belki bir ay dinlenmesini söyler. Nina, Lily’nin “Böyle bir şey söylememesi gerekirdi” der. Leroy, “Asıl ilk başta sen ona sızlanmamalıydın!” der. Nina, “Sızlanmadım” dese de Leroy umursamaz. Leroy dolaylı olarak istemiyorsan, kaldıramıyorsan rolü bırak demiş ve Nina’nın rolüne bağlılığını sorgulamıştır. Ayrıca Leroy böyle davranarak bu iki balerinin arasında ki rekabeti de kızıştırır.
Leroy duraksar. Ardından,
Leroy: You could be brilliant.  But you are a coward. / Harika olabilirsin. Ama bir korkaksın.
Nina: (kırılgan ve çocuksu) I’m sorry./ Üzgünüm.
İtaat edişi, söylediklerine karşı Nina’nın kendini savunmaması Leroy’u daha da sinirlendirir. “Bu kadar zayıf olma”, der. Ve öfkeyle provayı devam ettirir. Nina kırgın, üzgün bir halde kendini toparlamaya çalışarak dansa devam eder.
Bu durum yine Nina’ya çok isteyip sonunda elde ettiği rolünü kaybedebileceğini düşündürtüyor. Ayrıca rolünü Lily’nin istediğini, onun yerine geçmek için komplolar planladığı düşünceleri de yine alevleniyor.

Nina kızgın bir şekilde Lily’i aramaya koyulur. Diğer solistlerin soyunma odasında bulur. Yalnız konuşmak ister. Bir köşeye geçerler. Nina, durumu anlatır. Lily, Leroy ile sabah karşılaştıklarını söyler. Thomas’ın ona Nina ile bazı sorunları olduğunu söylediğini, Nina’ya söyler. Nina, “Bundan sana neden bahsetsin ki?”  der.
Thomas’ın Lily’e bunları anlatması Lily’nin onun yerine geçebileceği fikrini Nina’da güçlendirmiştir. Lily onu Thomas’a övdüğünü söyler ama Nina öfkeyle “Yapmamalıydın” der.
Nina metroda yalnız oturuyor. Tırnaklarını Beth’in törpüsü ile törpülüyor. Karşısında oturan gerçekten ya da sanrı olarak gördüğü yaşlı bir adam ona sarkıntı olmaya başlıyor.

Bu kişi aynı zamanda filmin yönetmeni Darren Aronofsky’nin ilk uzun metraj film olan “Pi” de ki başkarakter Max’in bazı sanrılarında da bulunuyordu. Ayrıca “Requiem for a Dream” in finalindeki partide de yer alıyor ve “Ass to ass” diye bağırıyordu. Ve imdb’de kontrol edince Black Swan ve Requiem for a Dream’deki karakter isimleri aynı. Uncle Hank(Hank Amca). Bu da bu sahnenin sanrı olmadığına işaret ediyor. Karakteri Stanley Herman canlandırıyor.

BÖLÜM-24

Erica: Has he tried anything with you?/Sana asılmaya kalktı mı?
Sahne ses ile ve gelen diyalogla gayet güzel kesiliyor. Anne’nin söylediği ilk replik az önce Nina’nın yaşadığı durumla ilgi kuruyor gibi gözükse de Erica aslında Leroy’u kast ediyor.
Nina çerçevenin solunda bale ayakkabısının bir pabucunu dikerken, çerçevenin sağındaki Erica’da diğer eşini dikiyor. Üç parçalı ayna çerçevenin ortasında konumlanmış bu kompozisyonda. Soldaki panelde Erica’nın yansıması, sağdakinde ise Nina’nın yansıması ar.. Ayrı çerçevelerde olsalar da yansımalarıyla yakınlaşıyorlar.
Yönetmen Darren Aronofsky’nin ilk uzun metraj filmi “Pi” den itibaren her filminin görüntü yönetmenliğini üstlenen Matthew Libatique Siyah Kuğu’da da aynı görevde. Daha önce yönetmenle birlikte oluşturdukları görsel tarza devam ederken filmin başından sonuna kadar aydınlatması ile hikâyenin atmosferini peliküle çok iyi aktarıyor.
Erica, Leroy’un adı çıkmış biri olduğunu Nina’nın da geç saatlere kadar çalıştığından dolayı onun için endişelendiğini söylüyor. Nina, Leroy’u savunur.
Erica ile Nina arasındaki ilişkide gerginlik artıyor.
Erica: Good. I don’t want you making the same misteke I did./İyi. Benim yaptığım hatanın aynını yapmanı istemiyorum.
Nina kendinden “hata” olarak bahsedilmesine alınır.
Nina: Thanks./Teşekkürler.
Erica: Not like that. I just mean as far as my career was concerned. / Öyle demek istemedim. Kariyerimle ilgili yaptığım hatayı kastettim.
Nina: What career? / Hangi kariyer?
Kamera Close-up’a geçer. Erica duraksar.
Erica: The one I gave up to have you. / Seni doğurmak için vazgeçtiğim kariyer.
Nina’ya hamile kalmasını önce “hata” olarak, kariyerini bitiren “şey” olarak ifade etti. Nina’yı bundan sorumlu mu tutuyor? Nina alınarak “Teşekkürler” dediğinde onun gönlünü almaya çalışıyor ve “kariyerimle ilgili olan hatayı kast ettim.” diyor. Ama ardından Nina kariyerine saldırınca yine ilk söylediğine dönüyor ve klasik olarak onu suçlu ve borçlu hissettirerek ve söylediğine gerçekten inanarak şöyle söylüyor “Seni doğurmak için vazgeçtiğim kariyer.”. Bu Nina’ya karşı sevgi ile beraber aynı zamanda duyduğu kızgınlık ve kıskançlık duygusunu açıklıyor. Aralarındaki gerginlik yükseliyor.
Nina: You were 28./ 28 yaşındaydın.(Nina’yı doğurduğu zamanı kast ediyor. Nina 23-27 yaşlarında olmalı)
Erica: So?/yani?
Nina: And only… /Sadece…
Nina durumun tartışmaya gideceğini anlıyor ve kendini tutuyor. Erica onu devam etmeye zorluyor.
Erica: Only what?/Sadece ne?
Nina: Nothing/Hiçbir şey.
Erica: What? Ne?
Nina yenilmiş görünüp, itaat ediyor. Ve…
Nina: Nothing./Hiçbir şey.
Erica konuyu değiştirir. Nina’ya cildini sorar. Nina iyi olduğunu, dokunmadığını söyler. Erica görmek ister. Nina duraksar.
Erica dominant ve öfkeli bir şekilde ayağa kalkar ve emir vererek:
Erica: Take off your shirt./Tişörtünü çıkar.

Belki de bunu kontrolün, gücün hala onun elinde olduğunu göstermek için yapıyor.
Ama Nina ilk defa annesine kararlılıkla karşı çıkar.
Nina: No!/Hayır!

Çatışma çalan zille erteleniyor. Birbirlerine bakarlar. İkisi de misafir beklememektedir.
Erica kapıya bakmaya gider.
Kapıdaki her kimse ona, Nina’nın evde olmadığını söyler ve gönderir.
Erica böyle yaparak yine aşırı korumacılığını gösteriyor ve kızının hayatına yine müdahale ediyor. Nina ona kimin geldiğini sorduğunda cevap olarak “Kimse” diyor. Nina’yı kendine saklıyor.
Nina kararlılıkla yerinden kalkıp kapıya ilerler ve açar. Karşısında Lily’i görür.

Çerçevede, Nina’nın arkasında duran ve içeride olan Erica görünmektedir. Nina’nın Lily’e doğru ilerlerken kapıyı kapatması ile çerçeveden çıkar, “atılır”.
Lily, Nina’dan özür dilemeye gelmiştir.
Kapı açılır, anne yine araya girer.
Erica: Sweetheart?/Tatlım?
Nina: Give me a second./Bir saniye.
Erica: Your dinner…/Yemeğin…
Nina yine ona karşı durur.
Nina: Mom, please!/Anne lütfen.
Erika kapıyı kapatıp içeri girer.

Nina, Lily’e nerede yaşadığını nasıl öğrendiğini sorar. Lily kendine ait yöntemleri olduğunu söyler. Nina ona şüpheyle bakar. Lily ona “rahatlamasını” ve ofisteki Susie’den adresini aldığını söyler. Susie gerçek bir bilgi kaynağı, herkese bilgi veriyor. Annesine, Lily’e…
Lily’i onu yemeğe davet eder. Nina’nın yemekle arası çok iyi olmadığından olumsuz bir yanıt vermek üzereyken, Lily teklifini içkiye çevirir. Nina niyetlenir.
Erica yine kapıyı açıp kafasını çıkarır ve onları yine böler.
Erica: Sweetie, you need to rest./Tatlım, dinlenmeye ihtiyacın var.
Lily’nin de sinirlerine dokunur. Nina, Lily’e beklemesini söyler. İçeri girip paltosunu alır. Erica şaşkın;
Erica: What are you doing?/Ne yapıyorsun?
Nina: I’m going out. /Dışarı çıkıyorum.
Nina, annesinin sözlerine kulak asmadan Lily ile merdivenlere doğru ilerler.

BÖLÜM-25
Bir Restoran-Bar. Lily, Thomas’ın Beth’i “Küçük prensesim” diye çağırdığına inanamadığını söyler. “Bence iğrenç.” der. Nina ise hemen tepki göstererek, “Bence çok tatlı.” der.
Lily: He probably calls every girl like that./ Muhtemelen her kızı öyle çağırıyordur.
Nina: No that’s just for Beth./ Hayır. Sadece Beth’i öyle çağırıyor.
Lily, Nina’nın Leroy’u savunmasını görünce gülümser ve:
Lily: I bet he’ll calling you “little princess” any day now. /Eminim yakında seni de “küçük prensesim” diye çağırmaya başlar.
Nina, öyle düşünmediğini söyler.
Lily: You just got to let him lick your pussy./ Tek yapman gereken ona kukunu yalatmak.
Nina utanır. Neyse ki tam zamanında gelen garson Lily’nin ısmarladığı bol kalorili, ekstra kanlı çizburgeri bırakır.
Yemeği bırakan garson, kelime oyunu yaparak cinsel referanslarla Lily’e asılır. Lily duruma tamamen hakim olarak, garsona haddini bildirir. Garson ayrılır.
Garson, Nina’ya bir bakış bile atmamıştır. Nina, sanki bu durumdan dikkat çekici biri olmadığı düşüncesini çıkarmıştır. Bunu anlayan Lily çantasından seksi, siyah bir file üst çıkarıp Nina’ya verir. “Sorun sende değil kıyafetinde…” dermiş gibi.

Bu arada Lily yine söyledikleriyle aktif cinselliğe referans verir.  Nina gülümser. Lily kocaman burgeri eline alıp kalorisine aldırmadan ondan kocaman bir ısırık alır. Nina ise yemeğini -muhtemelen düşük kalorili tavuğunu- incelikle kesmeye başlar. Karakterlerin “zıtlıklarını” ortaya koyuyor bu an. Ama zıt kutuplar birbirini çekiyor.
Bu arada Lily, yine cinsellikle alakalı olarak Nina’ya Thomas’ın yatakta nasıl olduğunu sorar. Belli ki Lily, Nina’nın Thomas’la birlikte olduğunu sanıyor. Nina ciddileşir. Bu konuda konuşmak istemediğini söyler. Lily, Nina’ya bolca söylenen “rahatlaması” üzerine repliklere bir yenisini ekler, “Senin gerçekten de rahatlaman lazım.”

Bunun üzerine Lily sigara tablasını çıkarır. Sigaraların yanında iki uyuşturucu hap ta görülür. Birini kendine diğerini ise Nina’ya uzatır. Nina hapın ne olduğunu sorar. Lily’de açıklar. Nina hemen almam demez, çünkü denemek istiyor. Ama yarınki çalışma için endişelendiğinden ötürü önce hapın etkisinin ne kadar sürdüğünü soruyor. Lily birkaç saat dese de Nina buna güvenemiyor ve hapı reddediyor.

Tuvalet. Nina, Lily’nin ona verdiği siyah tişörtü aynada kendi üzerine tutup, şöyle bir baktıktan sonra üzerine giyer. Sırtındaki yaranın görünüp görünmediğini aynada kontrol eder. Bu esnada telefonu çalar. Annesi. Telefonunu sessize alıp, kaldırır. Sonra yine aynada yarasını ve kendini kontrol eder. Ardından yeni siyah tişörtünün üzerine kendi uzun kollu gri(ara aşamayı mı simgeliyor?) tişörtünü giyer ve çıkar.

Nina’nın gözleri Lily’i arar. Lily daha önce oturdukları yerde değildir. Onu barda iki erkekle sohbet ederken görür. Bir süre onu uzaktan izler. Mekândan ayrılmak ya da Lily’nin yanına gitmek, bu iki seçenek arasında karar vermeye çalışıyor gibidir. Lily’nin hapın kapsülünü açıp, uyuşturucuyu içkinin içine döktüğünü görür.
Lily onu fark eder ve neşeyle onun yanına gelir. Nina’nın elinden tutup onu bara getirir. Tom ve… diğer çocuğun adını hatırlayamaz ve “Jerry” der. Jerry, adının Andrew olduğunu söyler. Tanışırlar. Nina gitmesi gerektiğini söyler. Lily ise ona kalması için ısrar eder. Nina ertesi gün sahneye çıkacaklarını söyler. Lily ısrarını sürdürür ve kilit cümleyi söyler,
Lily: What, you gonna go home to mommy? Ne yapacaksın, eve anneciğinin yanına geri mi döneceksin?
Nina kararsız. Ama Lily bir de Thomas’ın da daha önce sarf ettiği şu cümleyi de…
Lily: Live a little./ Yaşa biraz.
…söyleyince, Nina kalır. Sadece kalmak değil kalmaktan da fazlasını yapmaya yönelir. Uyuşturucu katılmış içki bardağına bakar. “Etkisi en fazla bir-iki saat sürüyor değil mi?” der. Lily, “En fazla” diye cevaplar. Gece başlıyor.

Nina, neredeyse bitmiş olan uyuşturuculu içkisinden bir yudum alır. Artık barda değil, masaya oturuyorlardır. Andrew ona “Bana hala kim olduğunu söylemedin” der. Nina, ise önce ismini söylemek yerine kendini tanımlamak için işini söyler, “Dansçıyım.”
Konuşmalarını barın aynasından izlerken Tom onların kardeş olup olmadıklarını sorar. Lily “Evet”, Nina ise “Hayır” der. Lily, “Kan Kardeşi” olduklarını söyler. Nina, Lily ile birlikte aynı dans topluluğunda olduklarını söyler. Tom, “Balerinsiniz. Bu yüzden birbirinize bu kadar ‘benziyorsunuz’” der.
Bale üzerine konuşmaya başlarlar. Tom, balenin sıkıcı olduğunu söylediğinde Nina alınır ve savunmaya geçerek balenin sıkıcı olmadığını söyler.  Bale üzerine konuşmalar, önyargılar, açıklamalar devam eder. Nina onları baleye davet eder. Onlara bilet ayarlayabileceğini söyler. Tom buna güler. Bu gülüş hem Nina’nın saflığına gelir hem de burada gelecekte devam edilecek bir arkadaşlıktan çok tek gecelik bir ilişki arandığı düşüncesini vurgular.
Lily ve Tom içkileri tazelemeye giderler. Nina ve Andrew yalnız kalır. Nina’nın telefonu çalar. Telefonu melodisi “Siyah Kuğun” tema müziğidir. Arayanın kim olduğunu, ekranda görmesek de, biliyoruz. Nina telefonu kapatır.
Nina, Andrew’e Kuğu Gölü balesinin konusunu anlatmaya başlar.
Nina: …and she kills herself./ …ve kendini öldürür.
Andrew: (alaycı) So a happy ending, then? / Mutlu sonla bitiyor yani?
Nina duraksar, iç dünyasına döner ve şöyle der:
Nina: It’s beautiful, actually. / Çok güzel aslında.

Bu diyaloglarla sanki filmin finalinin hazırlığı yapılıyor. Bu arada “Kuğu Gölü” balesinin finalini araştırınca farklı finallere sahip olduğunu görüyoruz. Örneğin, Rothbart’ın ölüp büyünün bozulduğu, Prens ve Odette’in bir araya gelip, diğer kuğuların da özgürlüğüne kavuştuğu “mutlu” son; Prens ve Odette’in birlikte ölüp, diğer dünyada birbirlerine kavuştukları versiyon; Ve sadece Odette’in öldüğü versiyon. Leroy da elbette prodüksiyonunda kendine özgü değişiklikler yapmış olabilir.
Nina ellerine bakar ve bir anlığına ellerinde beliren yumruları görür ama sonra kaybolurlar.
Bu esnada Andrew ona çok güzel olduğunu söyler. Nina duyduğuna inanamazmış gibi güler. Uyuşturucunun etkisi zirve noktasına ulaşmak üzeredir.
Uyuşturucu ve içki Nina’nın filmin bu anına kadar olmadığı kadar gevşemesine ve bastırdığı diğer yarısının ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Ayrıca sanrılarının artmasına ve az sonra gerçekleşecek dans sahnesinde ki gibi gerçekle, hayallerin tamamen karışmasına katalizör olacaktır.
Lily, Nina’nın yanına gelir. Nina başını Lily’nin omzuna koyar. Nina sanki onu arzuluyor gibi bakar.

Lily: Looks like someone’s rolling. Let’s get you dancing./Birinin kafası gayet güzel olmuşa benziyor. Hadi seni dansa götürelim.
Gelecek sahne, Kuğu Gölü balesinin ilk perdesinin sonunda ki kuğuların gece insan görünümü kavuştukları, “özgürlüklerini” kutlamak için ay ışığında dans ettikleri sahneye bir referans mı?

BÖLÜM-26

Dans Kulübü. Buradaki yaklaşık 48 saniyelik sahnede 1000’den fazla manipüle edilmiş kare var. Normal çekim ve oynatım hızı saniyede 24 kare olduğuna göre bu sahnede yaklaşık 1152 kare mevcut. Bu sahnenin süresi kısa olsa da içinde gerçekten çok fazla imaj barındırıyor ve bu imajlar sahneyi çok yoğun bir hale getiriyor. Bu da hikâyenin amacına hizmet ederek Nina’nın o anki yoğun duygusal durumunu bize yansıtıyor.
Normal hızda izlendiğinde fark edemeyeceğiniz bu imajları kare-kare izlediğinizde görebilirsiniz. Burada sahnenin genel teması üzerine değinecek ve bu imajlardan birkaç tanesini paylaşacağım.
Tekno müzik eşliğinde dans ediyorlar. Işıkların renk değişimi, yanıp sönmeleri kurgudaki hızlı kesmelerin etkisini arttırıyor. İmajlar flaş patlaması gibi görünüp yok oluyorlar.
Uyuştucunun etkisinin zirveye ulaştığı bu noktada Nina’nın hayalleri, arzuları, fantazileri, aklında yer etmiş olan imajlar, Kuğu Gölü’nün tema ve görselleri hepsi birbirine karışmaya başlıyor.



Ayrıca cinsel arzu ve isteklerini de serbest bırakmaya başlıyor. Ama geldiği bu noktaya uyuşturucu sayesinde ulaşıyor. Etki altında olmadan bu noktaya ulaşabilmesi ancak ilerleyen sahnelerde Siyah Kuğu’ya dönüşümünü tamamladığında mümkün oluyor.

Ama bu olanlar Nina’nın aklında her şeyi hızlandırıyor. Bir çok keşfi kısa sürede yapıyor. Bastırdığı karakteri de bu irade zayıflığından bu rahatlamadan faydalanıp kendini ortaya daha çok koyma imkanı buluyor. Neredeyse hakim olmak üzere.

Nina bir değişim içinde. Sahne boyunca kullanılan ayna efekti(imajları ikileyen, çoklayan ya da büken bir efekt) değişimi ifade etmek amacıyla sahnede çokça kullanılıyor. Nina’nın geçirdiği “metamorphosis”(dönüşüm) hızla ilerliyor. Beyaz Kuğu’dan Siyah Kuğu’ya, çocukluktan yetişkinliğe ve Nina’dan diğer Nina’ya… Aynı beden ve akılda…

Ayrıca bu imajlarda Nina’nın diğer tarafını, Odile’i yani Siyah Kuğu karakterini Lily ile özdeşleştirdiğini görebiliyoruz. Kendi yüzünün Lily’nin yüzü ile sıkça yer değiştirdiği ve ikisinin tek vücut olarak gösterildiği görsel tasvirler bunu vurgular nitelikte.


Bu sahnedeki gerçek ile hayalin birbirine karıştığı örnek imajlara bakalım. Mesala, Andrew ile dans ederken Andrew’un Leroy’a daha sonra da Rothbart’a dönüşmesi ya da Kuğu Gölü balesinden karakter ve set imajlarının(finalde göreceğiz) bu sahneye yerleştirilmiş olması gibi.



Bu sahnede Nina’nın Tom’la da öpüştüğünü ya da sanrısını görüyoruz.


Nina’nın diğer karakteri bu sahnede daha sık dışarı çıkma imkanı buluyor. Dönüşümün devam ettiğinin, hızlandığının bir göstergesi olarak Nina’yı Siyah Kuğu makyajıyla da gösterilmesi bunu vurguluyor.


Erica bu sanrılarda kendini bir imaj olarak göstermese de işitsel olarak varlığını burada da ortaya koyuyor. Ve kızına sıkça seslendiği şu sözleri arka planda çalan şarkının sözleriymiş gibi duyuyoruz.
 “Sweet Girl, Sweet girl…/Tatlı kız, Tatlı kız…” Bu sözleri Nina daha sonra(ki daha önce bir çok kez duyduğu gibi) yine duyacak.

Bu sözleri duyduktan sonra Nina dikkat kesilir. Etrafına bakar. Ama o esnada Lily yanına gelir ve dansa devam ederler.

Lily’e karşı duyduğu cinsel çekimi Nina burada ortaya koyuyor. Birlikte dans ederken sanrısında onu öpmesi bir örnek. Ancak onu öptüğünü gördüğümüz aynı imajda Lily arka planda yalnız ya da Tom ile dans ederken gösteriliyor.
Ayrıca Lily ile dans ederken Nina bir gelecek öngörüsü ya da bir fantazisinin hazırlığı olarak (ki gelecek sahnelerde bu fantaziyi yaşayacak) Lily ile birlikte kendisini, odasının “pembe kelebekli” duvar kağıtlarının önünde gördüğü sanrı imajları da bu sahnede mevcut.

Darren Aronofsky’nin filmle ilgili planlarından biri de sonunda Nina’yı tamamen bir “kuğuya” çevirmekmiş. Aynı Franz Kafka'nın "Dönüşüm(Metamorphosis)" adlı eserindeki Gregor Samsa'nın böceğe dönüşümü gibi. Yönetmenin bu planından kalan izleri, bu sahnede bulunan çeşitli vücut kısımlarının(göğüs gibi) derisinin soyulup üzerinin bir sıvı ile kaplı olduğunu gösteren dönüşüm imajlarında ve ilerleyen sahnelerde Nina’nın bacaklarının kuğu bacağı şeklini aldığı bölümde ve ayrıca da finalden önce karakterlerin kavgasında -diğer karakterin Nina’yı boğmaya çalışırken, Nina’nın boynunun uzayarak bir kuğu boynu şeklini alır- görüyoruz.




Kısaca bu sahne için diyebiliriz ki: Bir dönüşümün(metamorfoz) hızlandığı, gerçekle hayallerin karıştığı, bastırılmış duyguların ortaya konduğu, görsel tasvir ve efektlerle Nina’nın “değişen, dönüşen” ruh durumunun vurgulandığı “hızlı ve yoğun” bir sahne.
Diğer örnek imajlar:
















BÖLÜM-27
Dans ederken yanıp sönen ışıklar ve kurgunun ritmi ile uygun olarak bir lambanın titrek, yanıp sönmesine kesilerek yeni sahneye güzel bir geçiş yapılır.
Nina daha önce görmediğimiz bir adamla kulübün arka kısımlarındaki erkekler tuvaletinde öpüşüyor. Nina gözlerini açar ama o da karşısındaki kişiyi tanımamaktadır. Uyuşturucunun etkisiyle bastırılmış duygularını kontrolsüzce yaşamıştır. Adamı itip ondan uzaklaşmaya başlar. Nina artık uyuşturucunun etkisinden çıkmaya başlıyor.
Duvarların graffiti ile boyandığı -ki filmin yönetmeni de bu sanatla ilgilenmiş- tuvaletten dışarı çıkar. Burada yine iki kez “Sweet Girl(Tatlı kız)” cümlesi şarkının sözüymüş gibi arka planda duyulur. Nina kendini dışarı atar. Uzaklaşmaya başlar. Arkasından, Lily seslenir “Nereye gidiyorsun?” Bakışırlar. Zaman atlar(Time-Cut). Paltolarını giyip, hazırlanmışlardır. Birlikte taksiye binerler.
Taksi. Nina, Lily’e bakıyor. Lily’de aynı şekilde ona bakar. Buradaki aynılık, yansıma görsel kompozisyonla ifade ediliyor. Çerçevede karakterlerin duruş açısı ve konumu benzerlik taşıyor. Ayrıca burada ikisi aynı çerçeveyi hiç paylaşmaz. Hep tekli kompozisyonda görüntülenirler. Sanki Nina’nın duruşu ve bakışı Lily tarafından taklit ediliyor. Bir yansıma olabilir mi? Nina yansımasına, yani kendine mi bakıyor? Daha sonra bu sahnenin sanrı olduğunu öğrenecek olmamızdan ötürü, evet.







Lily parmaklarını yürüterek Nina’nın bacağına ulaşır ve dürter. Lily’nin parmakları Nina’nın kasıklarına gider, Nina’ya haz vermeye başlar. Nina onu ret etmez. Lily devam eder. Ama Nina bir süre sonra Lily’nin elini tutup çekip Lily’nin elini koltuğa bırakır. Ama Nina elini Lily’nin elinin üzerinden çekmez.

İkisi de başlarını pencereye çevirir. Ve dışarı bakarlar. Nina mutlu.

Bu sahnelerin sanrı olduğunu bildiğimizden Nina’nın Lily’e karşı daha önce alt-metin olarak gördüğümüz cinsel ilgisini şimdi açıkça görebiliyoruz. Ayrıca Nina’nın erkekleri de cinsel olarak çekici bulduğunu daha önceden biliyoruz. Nina’nın biseksüelliği dolaylı olarak yine bir “ikiliğe” referans olabilir mi?

BÖLÜM-28
Nina eve Lily ile gelir. Eve girişleri, bir aynadan yine çok güzel tasarlanmış bir başka aynaya yansıyarak kameraya ulaşır.

İçeri gülerek, neşeyle girerler. Nina gürültü çıkarmamaya çabalasa da nafile.
Erica karanlıktan çıkar ve Nina’nın karşısına dikilir. Nina ve Lily’nin yansımaları iki “ayrı” aynada gösterilir.
Sahne boyunca Lily’nin bir şeylere dokunmadığını ve değiştirmediğini ayrıca Erica ile hiç konuşmadığını göreceğiz. Nina’nın sözlerini Lily’nin “sessizce” tamamladığını da görürüz. Bu sahnenin daha sonra bir halüsinasyon olduğu açıklandığı için bunlar anlam kazanıyor.
Erica, Nina’nın içki içmesinden çok, “başka neler yaptığı ile ilgilidir”.
Nina, annesini zorlar. Cinsel deneyim yaşadığını ima etmeye, birçok kişi ile olduğunu ima eder. Anne öfkelenir. Erica’nın burada Nina’nın cinsellikle ilgili olan sözlerini duymaya dayanamadığını görüyoruz. Ondan sessiz olmasını istiyor. Özellikle Nina’nın ağzından “fuck” kelimesi çıktığında dayanamıyor ve öfkeyle Nina’nın ağzını kapatmaya, onu susturmaya çalıştığını görüyoruz.
Filmde, Nina’nın babasından ya da Erica’nın hayatında olan herhangi bir erkekten bahsedilmediğini belirtmiştik. Erica’nın bir erkekle nasıl bir ilişki ve cinsel deneyim yaşadığını bilmiyor olsak da, kesinlikle “olumsuz” bir deneyim olduğunu anlıyoruz.
Ayrıca hamileliğini de kariyerini bitiren bir etken olarak gördüğünden ötürü yine cinselliğe karşı bir tepki ve soğukluğu da mevcut. Bu soğukluğu yıllar içinde kızına da aşıladığı ortada.
Bu yüzden Erica yalnız. Ve kendini tamamen Nina’ya adamış. Bunlarda Nina’yı kaybetmek istemeyişini onu kontrol etme, onu “çocuk” durumunda tutma çabalarını açıklıyor.
Nina, Lily’i elinden tutar ve koşarak odasına götürür. Erica peşinden gider. Nina odaya girer. Daha önce kendine bir “mahremiyet mekanizması” kurmak için aldığı tahtayı kapının arkasına yerleştirir. Anne içeri giremez.
Erica: What’s this?/Bu da ne?
Nina: It’s called privacy! I’m not 12 anymore. / Buna mahremiyet deniyor! Artık 12 yaşında değilim.
Erica: You’re not my Nina right now./ Şu an benim Nina’m değilsin.
Nina: Leave me alone!/ Beni yalnız/rahat bırak!
Nina arkasını döner. Lily karşısında tüm çekiciliği ile durmaktadır. Lily’e doğru -daha önce Nina’da görmediğimiz- bir kendine güvenle, istekle ve şehvetle yürür. Öpüşmelerinden önce Lily’nin aynadaki yansımasını kısa bir anlığına görürüz.
Sevişmeye başlarlar. Lily dominant pozisyona geçer. Nina’ya oral seks yapmaya başlar. Nina haz alıp, heyecanlandıkça girdiği değişim hızlanır. Bacaklarında kısa bir süre görünüp yok olan yumruları görebiliriz. Lily’e bakar. Lily’nin yüzü kendi yüzüne dönüşmüştür. Nina korkuyla doğrulur. Ama Lily’nin yüzü geri gelir. Lily onu sakinleştirir ve devam eder.

Bu sevişme sahnesi, Nina’nın diğer karakterini kabullenmesi, onu “sevmesi” onunla bir bütün olma çabasına dair ayrı bir metafor olarak da görülebilir.
Lily’nin sırtındaki dövmedeki zambak motifleri hareket etmeye ve Lily’nin de kürek kemiklerini hareket ettirmesiyle sanki birer “kanat” gibi hareket etmeye, birer kanada “dönüşmeye” başlarlar. Nina hazzın etkisiyle boş verir. Kendini bırakır. Haz arttıkça bacaklarında ve vücudunda beliren yumrular daha sık görünmeye ve yok olmaya başlar. Nina’nın bastırılmış diğer karakteri ya da Siyah Kuğu, Nina’nın kontrolünü ele geçirmeye artık daha yakın.
Nina orgazm olur. Lily dizleri üzerinde doğrulur. Nina’ya bakar. Nina’da ona. Lily, Nina’nın annesinin küçük bir çocuğa yönelik söylediği çok duyduğumuz o repliği bir daha söyler:
Lily: Sweet girl. / Tatlı kız.

Ve yüzü, Nina’nın yüzüne dönüşür. Aldığı yastığı Nina’nın yüzüne kapatır. Temsili olarak Nina’nın ölümü mü?
Ekran kararır.

BÖLÜM-29
Ekran açılır. Nina uyanır. Saate bakar. Geç kalmıştır. Hemen hazırlanmaya başlar. Mahremiyet sağlamak için kapıya dayadığı tahtanın yerinden oynamış olduğunu görür. Odaya göz gezdirir. Lily odada yoktur. Odadan hızla çıkar. Paltosunu giyerken annesini sessizce ve hareketsizce otururken görür. Ona “Neden beni uyandırmadın?” der. Erica ona bakar ama sessiz kalır. Nina kapıyı açıp çıkarken, taşınacağını söyler.
Nina hızla geç kaldığı provaya gidiyor. Merdivenleri çıkarken Kuğu Gölü’nün müziği duyulur. Bir anlığına şaşırarak durur ve kendi kendine:
Nina: My music. /Benim müziğim.
Müzik çalıyorsa prova devam ediyor olmalı ve onun yerine başka biri dans ediyor olmalı. Endişe ve korku ile daha da hızlı ilerlemeye başlar. İşte bu sıkıntı anında onu omzunu kaşırken görürüz. Salona girer.

Lily “onun rolünde” dans ediyor. Nina için bir şok anı. Aynı zamanda baktığı bu tablo Lily hakkındaki, onun rolünü çalmaya çalıştığı düşüncelerini ve paranoyalarını diriltiyor.
Nina, Thomas’ın yanına doğru hızla yürümeye başlar ve Thomas’tan geç kaldığı için özür diler. Dansçılar ve piyanist kesmek üzere iken Thomas onlara devam etmelerini söyler. Soğuk bir ifadeyle Nina’ya gidip ısınmasını söyler. Nina ısınmaya giderken onun rolünde dans eden Lily’e kaçamak bakışlarla bakar. Rekabet, kıskançlık ve paranoya artıyor.
Bir süre sonra. Nina uzaktan ısındığı yerden David’i ve asıl olarak onun rolünde dans eden Lily’i kızgınlıkla izlemektedir.

Lily ve David, Siyah Kuğu’un ikili dansını (Pas de Deux) bitirirler. Herkes alkışlar. Leroy beğenir. Nina bile kabul etmese de beğenmiş olmalı. Tüm bunlar ona rolünü kaybetme tehlikesini iliklerinde hissettirmiş olmalı. Bu da bariz bir şekilde üzerindeki stres ve baskıyı arttıracak ve hastalığı daha da şiddetlenecektir.
Lily, Nina’nın yanına gelir. Nina’nın bakışlarını görmüştür. Suçlu hissederek Nina’ya durumu açıklamaya başlar. Leroy’un ondan sadece prova için onun yerine geçmesini istediğini söyler. Nina uyuya kaldığını söyler. Durumu teyit etmek için “Gece içkime ilaç koydun… “ der.  Lily, Nina’nın da bildiği şeyi onaylar. Ardından “…ve sabah öylece çekip gittin?” diyerek Lily’e sitem eder.

Bu sitemle ona neden öylece çekip gittiğini ve onu bıraktığını soruyordur. Çünkü Nina geceyi Lily ile birlikte geçirdiğini sanıyor. Lily bu sözlere şaşırır. Nina’ya geceyi Tom’la geçirdiğini söyler. Nina şaşırır, hafızasını gözden geçirirken “Ama biz…” der ve duraksar. Lily “ Biz ne, Nina?” diye sorar. Uzun bir duraksama ve bakışma. Lily durumu anlar. Teorisini söyler.
Lily: Did you have some sort of lezzy wet dream about me? / Benim ile ilgili ıslak bir lezbiyen rüya mı gördün?
Nina kızarak ona “kesmesini” söyler. Gördüğü tepkiden, Lily teorisinin doğru olduğunu anlar ve Nina’nın üzerine gider.  “Beni hayal etmişsin!” der, Nina bu sefer öfkeyle, başkalarının duymasından da korkarak Lily’e “Kapa çeneni” der ve hızla onun yanından ayrılır. Nina giderken arkasından Lily hala sözleriyle ona takılmaktadır.

BÖLÜM-30
Yeni bir provadayız. Artık provaları gösterinin sergileneceği sahnede yapıyorlar. Nina, David ve Rothbart’ı canlandıran dansçı sahnede dans ediyorlar. Leroy onları izliyor.

Nina, Leroy’un gözlerinde performansı ile ilgili ipuçları arıyor. Leroy gözlerini ondan kaçırıp Lily’e çevirir. Leroy’un oyunları… Lily’de Leroy’a bakar. Bunları görüp şüphesi artan Nina’nın konsantresi bir anlığına dağılsa da kendini toplar ve dansına yoğunlaşarak devam eder. Tamamen görsel olan ve bakışmalarla işleyen bu sahne Nina’ya “paranoya” saçmaktadır.






Ve bir önceki sahne etkisini göstermeye başlar. Nina evindeki tuvalette. Klozet ve yer taşları siyah ve beyaz renkte. Nina tuvaletin kapağını kaldırır. Kendini kusturmaya çalışır. Stres ve performans zamanının yaklaşmasından ötürü kendini zayıf tutmak istediğinden olabilir. Ama Nina’nın midesi boş. Hiçbir şey çıkmaz. Kızgın bir şekilde kapağı kapatır.
Bir kahkaha duyulur. Nina aynadaki yansımasına bakar. Ardından mahremiyeti için koyduğu çamaşır sepetini kapının önünden çeker ve banyodan çıkar.

Yatak odasında. Müzik kutusunu çalıştırır ve başucuna koyar. Aynı filmin başında annesinin, onun seçmeleri kaybettiği zaman yaptığı gibi. Müzik kutusunda yükselen müzik “Kuğuların Dansı” adlı eser. Nina yatağına uzanır. Zor bir gün geçirmiştir. Düşünceli. Rolünü kaybedebilir mi?

Peki ya şimdi müzik kutusuna sığınması onun annesinin güvenli dünyasına geri dönüşü mü? Hayır, oraya geri dönmek istemiyordur. Öfkeyle annesinin onun için yarattığı dünyanın simgelerinden olan müzik kutusuna vurup, fırlatır. Ardından odasında çocukça gördüğü her şeyi bebekleri, oyuncakları vs. toplamaya başlar. Ve hepsini çöpe atar. Kızgınlığını ve öfkesini çöp kanalının kapağını sertçe vuruşundan anlarız.

BÖLÜM-31

Bir başka prova sahnesinin öncesindeyiz. Nina bale pabuçlarını kaymaması için pudraya batırıyor. Yalnız. Sahneye girmek için bekliyor. Düşünceli. Nina’da bir değişiklik var. Kararlıca döner ve çerçeveden çıkar.
Sahnede balenin finalini, “Beyaz Kuğu’nun intiharı” sahnesini canlandırıyorlar. Nina dans ederken Thomas sahneyi açıklıyor. Bu konuşma filmin finalinin dramatikliğini arttırdığı gibi, final için sinema izleyicisini bilgilendirme işlevini de üstleniyor.
Ayrıca söyledikleri finalde Nina’nın durumu ile özdeşleşecek.
Thomas: Final act. Your final dance. You tasted your dream, touched it. Only to have it crushed. / Son perde. Senin son dansın. Rüyana/hayaline ulaştın/tattın, ona dokundun. Ama her şey yerle bir oldu.
Thomas devam eder,
Thomas: … Your life force fading. The blood drips. The Black Swan stole your love. There’s only one way to end the pain. You’re not at all fearful. Filled with acceptance. / Yaşama gücün tükeniyor. Kan damlıyor. Siyah Kuğu aşkını çaldı. Acıyı bitirmenin tek bir yolu var. Hiç korku içinde değilsin. Tamamen kabullenmişsin.

Thomas: … You look at the prince, then down at Rothbart, and, yes, up at the audience… And jump!/ Ve Rothbart’a bakıyorsun, sonra Prens’e ve sonrada elbette seyirciye… Ve atla!
Nina atlamakta tereddüt eder. Leroy’un ısrarı ile kendini bırakır ve yatağın üzerine düşer.
Müzik durur. Alkışlar... Nina soluklanırken gözlerini Leroy’a çevirir. Tepkisini bekliyor. Leroy “mutlu” ve bunu başparmağını kaldırarak Nina’ya da gösterir. Nina rahatlar, gülümser.


BÖLÜM-32

Kostüm Departmanındayız. Nina’nın ölçüleri alınıyor. Nina’nın önünde ve arkasında birer ayna. Bu yüzden yine bir paradoks görüntü oluşuyor. Ölçü alan kostümcü, Nina’ya “Kilo kaybetmişsin.” der. Nina’nın çok çalıştığı gibi az yediğine ve sık sıkta kendini kusturduğunu görmüştük. Nina memnun olur, kısa bir anlığına bu duyduğuna gülümser.
Kostümcü ona omuzluğunu çıkarmasını söyler. Nina omuz ölçüleri alınırken huzursuz. Sırtındaki yara izlerinin görülmesinden korkuyor. Kostümcü ölçüyü alır ve kısa bir süreliğine Nina’nın yanından ayrılır.
Nina’nın aynadaki yansımasına bakar, yüzündeki ifade bir anda değişir. Dikkatini bir şey çekmiştir. Kamera çerçevenin soluna kayarak bunu izleyiciyle paylaşır. Nina’nın aynadaki yansıması yarasını kaşıyor. Ve ardından hızla dönüp Nina’ya bakıyor. Yansıma arkasındaki aynadan geldiğinden ötürü Nina’da arkasını dönerek diğer aynaya bakıyor. Bir kez daha her şey normal görünür. Kostümcü yanına gelir. Nina korku ve şüphe içindedir. Kostümcü kalan işini bitirir ve gider. Nina aynadaki yansımasını kontrol etmeye devam eder. Bu sırada kostümcünün konuştuğu kişinin sesini tanır. Lily.
Nina hemen yanlarına gider. Kızgınlıkla Lily’nin orada ne işi olduğunu sorar. Lily, Thomas’ın onu yedeği yaptığını söyler. Nina öfke içinde hızla yanlarından ayrılır.
Thomas’ı aramaya başlar. Sonunda merdivenlerde Thomas’ı yakalar.
Nina: It can’t be her. / O olamaz.
Ardından aklını yiyip bitiren korkuyu Thomas’a anlatmaya başlar.
Nina: She wants my role./Benim rolümü istiyor.
Thomas: Every dancer in the world wants your role./Dünyadaki her dansçı senin rolünü ister.
Nina paranoyasını -aslında o rekabet ortamında akla gelmeyecek bir şey de değil- anlatmaya devam eder.
Nina: No, this is different. She’s after me. She’s trying to replace me. / Hayır, bu farklı. O benim peşimde. “Benim yerimi almak istiyor”.
Thomas buna yersiz bir düşünce, bir paranoya gibi yaklaşır. Ve Nina’yı bu düşünceden vazgeçirmeye çalışıyor.
Thomas: Nobody’s after you. / Kimse senin peşinde değil.
Nina ağlayarak hatta yalvararak Thomas’tan kendisine inanmasını ister. Nina’nın rolünü kaybetme korkusu ya da paranoyası onu gerçekten zorlamaktadır.

Bu sahnede sanki Leroy, Prens Siegfried’le, Lily ise Odile ile özdeşleşiyor gibi. Kuğu Gölü balesinde Rothbart’ın kızı Odile, Odette’in yerini almak üzere Rothbart’ın büyüsü ile Odette’e benzer. Daha sonra bu planı öğrenen Odette, Prensi uyarmak ve ondan ona sadık kalmasını istemek için onun yanına gider. Ama… Bu referansın devamı gelecek sahnede.
Thomas onu teselli ve motive eder. Yine bir teselli anı ve Thomas yine ellerini Nina’nın yüzüne, yanaklarına koyar. Nina biraz sakinleşir. Ama Thomas’ın “Eve gidip biraz dinlen” tavsiyesine uymaz.

Çalışmak için salona gider. Çünkü ancak çalışıp kusursuzluğa ulaşırsa rolünü güvenceye alabilir. Nina ter içinde Siyah Kuğu’nun dansını çalışıyor. Uzun süredir çalışıyor olmalı ki piyanist bıkkın bir halde görünüyor. Bir süre sonra piyanist çalmayı bırakır ve Nina’ya “Benim de bir hayatım var” diyerek kapıya ilerler. Nina’ya da “Sende çok çalışma. Yarın senin büyük günün” der ve salondan çıkar.
Nina yine bu tavsiyeyi kabul etmez. Ayna karşısında yalnız çalışmaya devam eder.  Yine karşılıklı aynalar ve oluşan paradoks görüntü içinde Nina. Dans ederken her zamanki gibi aynada kendini kontrol ederken aynadaki yansımasının onunla senkron içinde olmadığını fark eder. Aniden durur.  Durumun bir yanılsama olup olmadığını kontrol etmek için kolu ile bir figür yapar. Diğer paradoks yansımalarda yaptığı hareket aynen gerçekleşse de karşısındaki aynadaki yansıması hareket dahi etmez. Nina korku içinde geri çekilir. Ama bu seferde arkasındaki aynaya yaklaşmıştır. Sanki uzaktan duyulan bir kadın kahkahası duyulur. Nina korkuyla başını arkasındaki yansımasını görmek üzere çevirirken, yansıması çoktan gözlerini ona çevirmiştir. Salonun ışıkları söner. Böyle bir kesinti durumuyla daha önce karşılaşmıştık. Nina set çalışanlarına seslenir “Ben hala burada çalışıyorum” ama etrafta kimse görünmemektedir.

Yönetmen Darren Aronofsky, Nina’nın durumunu onun gözünden anlattığı için korku motiflerini sıkça kullanması ve bunu tüm filme yayması doğru ve kaçınılmaz. Gerçeklerle hayalleri birbirine karışıyor ve o bunları ayıramıyor. Gerçekten korkunç bir akıl hali.
Nitekim filmde sadece Nina’nın Bakış Açısı(POV- Point of View) çekimleri var. Nina’nın haricindeki hiçbir karakter için Bakış Açısı(POV) çekimi yapılmamış. Bu da yönetmenin hikâyeyi başkarakteri yani Nina üzerinden anlattığını ayrıca gösteriyor.
Nina boş koridora bakmaktadır. Aniden Rothbart’ın silüeti belirir ve geçip gider. Nina onu takip etmeye başlar. Rothbart ona bir şey mi göstermek istiyor?
Nina, seslenir. Ama karşılık alamaz. Boş sahneden geçmeye başlar.



Bir kadının kahkahası duyulur. Nina sese yönelir. Leroy ve Lily’i tutkuyla sevişirken görür. Nina aynı Prens Siegfried’in aşkını Odile’e ilan edişini bir pencerenin ardından izleyen Odette gibi yıkılmış bir haldedir.
Nina’nın rolünü kaybetme korkusu ve paranoyası doğal olarak artar. Daha önceki sahnelerde Leroy ve Lily’nin birlikte ona karşı komplo kurdukları düşüncesi daha kuvvetlenmiştir. Belki de bu sahne, bu sanrı daha önceki sahnedeki şüphelerin dışa vurumu. Hem rolünü hem de prensi olan Leroy’u kaybedebilir mi?
Diğer karakteri ya da Siyah Kuğu karakteri ile özdeşleştirdiği Lily’nin yüzü Nina’nın yüzüne dönüşür. O da görecek ki zamanı geldiğinde bu karakter için Lily’e ihtiyacı kalmayacak.
Leroy ise birden Rothbart’a dönüşür. Bu dönüşüm, Nina’nın aklında Leroy’u bu davranışından ötürü iyiden kötüye çevirdiğinin bir sembolü olsa gerek. Nina korkarak, dehşet içinde kaçar.
Ağlayarak soyunma odasına girer. Beth’in tüm eşyalarını bir çantaya koyar ve çıkar.
Karakterin bu duygusal yıkım anını besteci Clint Mansell diğer Aronofsky filmlerindeki benzer duruma düşen karakterlerin sahnelerinde de kullandığı klasik ritmik tınıyı soundtrack’e ekleyerek destekliyor. Aynı tınıyı Requiem for a Dream’de sıkça işitebilirsiniz.
Clint Mansell’in bu filmdeki bestelerinin çoğunda -doğal olarak- Tchaikovsky’nin Kuğu Gölü eserinden izler, bölümler var. Bu sebepten Orijinal Müzik dalında Akademi Ödüllerine katılamamış. Ancak kendi bestelerini ve Tchaikovsky’nin müziğini filme hizmet etmesi için çok iyi karıştırmış. Ayrıca soundtrack’te “Chemical Brothers”ın da katkısı var.

Nina dışarı çıktığında kendisinin yer aldığı posterleri görür. Güçlü olmalı. Güç bulmalı. Onu anlayabilecek birine ihtiyacı var. Beth olabilir mi? Durumunu Beth’in durumu ile özdeşleştiriyor olabilir mi? Onun eşyalarını aldığı için bunlar başına geliyor olabilir mi? Ayrıca Beth’e karşı hissettiği suçluluktan kurtulmaya ihtiyacı yok mu?

Hastane. Beth odasında bir tekerlik sandalyede sırtı kapıya dönük oturmakta. Nina onun uyanık olup olmadığını bilemediğinden yavaşça Beth’e yaklaşır. Masanın üzerine “Beth” yazılı bir mektup koyar. Ardından da Beth’ten aldığı eşyaları dizmeye başlar. Beth aniden Nina’nın elini yakalar. Herkes bu kızı bu kadar ürkütmek zorunda mı?

Beth: What are you doing here? / Ne yapıyorsun burada?
Nina: I’m so sorry. I know how it feels now. She’s trying to replace me. What do I do? / Çok üzgünüm. Nasıl bir duygu olduğunu şimdi biliyorum. Ne yapmalıyım?
Beth’ten tavsiye ister. Beth ise masadaki eşyalarına bakar ve konuyu değiştirerek:
Berth: You stole my things? / Eşyalarımı mı çaldın?
Nina: I was just trying to be “perfect”, like you. / Sadece “mükemmel” olmaya çalışıyordum, senin gibi.
Nina bu repliği ile birçok şeyi açıklığa kavuşturur.
Beth: Perfect? / Kusursuz mu?
Törpü bıçağını alır.
Beth: I’m not perfect. I’m nothing. / Ben mükemmel değilim. Ben hiçbir şeyim.
Ve Beth bıçağı suratına saplamaya başlar. Saplarken de “Nothing/Hiçbir şeyim” demeye devam eder.

Nina dehşet içinde onu durdurmaya ve elinden bıçağı almaya çalışır. Mücadele ederler. Beth’in yüzü Nina’nın yüzüne dönüşür. Nina korku ve şaşkınlıkla geri çekilir. Nina’nın yüzüne sahip olarak Beth törpü bıçağını suratına saplamaya devam eder.
Nina dehşet içinde kaçar. Kendini asansöre atar. Eline bakar kan içinde. Ve “törpü bıçağı” elinde. Bıçağı yere atar. Burada törpü bıçağının hep Nina’nın elinde olduğunu ve doğal olarak her şeyin bir sanrı olduğunu anlıyoruz. Ama elindeki kan gerçekse ve burada kendini de yaralamadığına göre kan kimin? Beth’in olabilir mi? Yoksa törpü bıçağı gerçek, elindeki kan sanrı mı? Yoksa kan dahil her şey sanrı mıydı? Bunlar cevapsız sorular.

BÖLÜM-33

Nina eve gelir. Elinde hala biraz kan vardır. Akli durumunu görsel olarak çok iyi özetleyen aynanın önünde durur. Aynanın ortasında Nina’nın tek bir yansıması, imajı. Aynanın çevresindeki birden çok küçük aynada da Nina’nın birçok imajı, yansımaları. Parça-parça. Bir an durup etrafı kontrol eder. Erica evde olabilir.
Mutfağa ilerler. Kanlı ellerini yıkar. Işığı kapatıp çıkar. Ardından bir kadının fısıldayarak şöyle dediği işitilir:
-          Sweet girl. / Tatlı kız.

Nina ışığı açar. Nina’nın yüzüne sahip ama Beth’in kanlı hastane kıyafetini giyen biri. Nina dehşet içinde kaçar. Buna yürek dayanmaz. Nina banyoya koşar. Tuvaletin kapağını kaldırır ve kusmaya başlar.
Bir ses duyulur, bir “ağlama” sesi. Erica’nın sesini andırıyor. Nina ayağa kalkıp araştırmaya gider. Daha önce annesinin çalışma odasında -Nina’nın resmini yaparken- ağladığını görüp duymuştu.  “Anne?” diye seslenir. Yanıt gelmez. Annesinin çalışma odasının önüne gelir ve ışığı yakar.

Duvara asılı tüm resimler ve fotoğraflar hareket ediyor. Resimler değişmiş, değişiyor. Ağlıyorlar ya da tehditkâr bir şekilde bakıyorlar. Hepsi sanki birer sese sahip gibi, şöyle söylüyorlar:
-          Sweet girl. Sweet girl. / Tatlı kız. Tatlı kız.
Resimlerden biri artık Nina’nın değil Lily’nin yüzüne ait. Nina’nın fotoğraflardaki yüzünün üzerinde ise ayna efekti var. Fotoğraflardan birinde Nina’nın gözleri Siyah Kuğu makyajında görünüyor. Ayrıca kanatlı siyah kuğu resimleri de mevcut.
-          My turn. My turn. My turn. / Benim sıram. Benim sıram. Benim sıram.
Nina yine dehşet ve korku içinde. “Kesin!” diye bağırır. Ve resimleri toplamaya başlar. Toplarken aynada daha önce mutfakta gördüğü sanrıyı görür. Kendi yüzüne sahip, kan içindeki Beth. Ona doğru tehditkar bir şekilde hızla yürümeye başlar. Nina bakışlarını aynadaki yansımadan gerçeğine çevirir. Ama sanrı kaybolur. Onun yerine annesi oradadır.
Erica ona bakıp, “Ne yapıyorsun?” der. Nina hiçbir şey söylemeden onun yanından geçer ve odasına gider. Kapının açılmaması için yine “mahremiyet mekanizmasını” kurar.
Nina’nın değişimi devam ediyor. Acı içindedir. Neler olduğunu anlamak için aynanın önüne gider ve ışığı yakar. Bu arada ona seslenen ve kapıyı açmaya çalışan annesine gitmesini söyler.

Nina aynada değişimine bakar. Gözleri bir anlığına değişir. Omzundaki kaşıntı yaralarındaki yumrulardan “siyah tüyler” çıkmaya başlar. Bir tanesini acı içinde çekip alır. Ve dehşet içinde tüye tamamen kanlanmış gözleriyle bakar. Tüm bunlar olurken birde annesi ile mücadele etmek zorundadır. Annesi ondan kapıyı açmasını istemekte ve kapıyı zorlamaktadır. Anne kapıyı zorlar. Tahta kırılır ve kapı açılır. Anne içeri girer. Bu sırada Nina’nın eline baktığımızda az önceki tüyden farklı olarak bir saç teli (ya da benzeri bir şey) vardır.
Nina annesini odadan iterek kovar.  Erica direnir. Elini kapının arasına koyar. Nina kapıyı kapatınca eli sıkışır ve acıyla bağırır. Ama bırakmaz. Bunun üzerine Nina kapıyı sertçe Erica’nın eline vurur. Erica acılı çığlıklar atarak elini çeker. Nina kapıyı kapatır.
Nina geri geri yürür. Birden bacakları şekil değiştirir. Bir kuğun bacaklarının şeklini alır. Yine yönetmenin Nina’yı tam anlamıyla bir kuğuya çevirme planından bir iz. Nina yeni bacaklarıyla dengesini sağlayamaz ve düşer. Düşerken başını yatağın demir ayaklığına çarpar. Ve kendinden geçer. “Dönüşümü” tamamlanamamıştır.

Ekran kararır.

BÖLÜM-34
Ekran açılır. Müzik kutusu “Kuğuların Dansını” çalmaktadır. Nina’nın daha önceki vuruşundan ikiye bölünmüş olan oyuncak balerin dönmektedir.
Ekran yine kararır ve açılır.
Erica, Nina’nın odasında bir koltuğa oturmuş yatakta yatmakta olan Nina’yı izliyor. Arka planda müzik kutusundan gelen müzik duyuluyor.
Bu arada Erica neden Nina’da gördüğü bu davranışlar üzerine onu bir doktora yönlendirmeyi hiç denemiyor, hep kendi başına çözümler arıyor? Bunu yine Nina’yı kaybetme korkusundan ötürü mü yapıyor? Ayrıca Nina’nın daha önce bu hastalıkla bağlantılı deneyimleri olmuşsa dahi, Erica onu doktora götürmemiş olmalı. Çünkü bu hastalığa karşı ne düzenli ilaç kullanıyor, ne de hastalığı ile ilgili tıbbi bir referans (bir doktora gidip-gitmediği üzerine) filmde verilmiyor. Bu da hastalığın tekrar ediyor düşüncelerini çürütüyor.
Nina kendine gelmeye başlar. Erica, Nina’nın yanına gider. Nina’nın ellerine çorap geçirmiştir. Nina elindeki çoraplara bakar. Erica, “Tüm gece kaşındın durdun” diyerek açıklar. Tüm gece mi? Nina hemen doğrulur. Saattine bakar ama saati yoktur. Annesine saatinin nerede olduğunu sorar. Annesi geçiştirir. Nina ısrar eder. Erica onu durdurmaya kararlıdır.

 “Tiyatro’yu aradığını onlara iyi olmadığını söyledim” der. Nina zıpkın gibi kalkar. Son anne-kız çatışması başlar. Büyüme hikâyesinde ki çocuğun kendini kanıtlamadan, zorlukla yüzleşmeden önceki aşamada ebeveyninin onu engelleme çabası. Ama çocuk büyümüştür kendini kanıtlamaya, istediğini yapmaya gidecektir.
Annesi onu zorlayarak yatağa yatırmaya çalışır. Öfkeyle yatmasını söyler. Nina karşı çıkar. Onu bırakmasını söyler. Erica’dan kurtulur ve kapıya gider. Ama kapının kolu yoktur. Erica kararlılıkla ve emir veren bir tonda,
Erica: You’re staying in here until you feel better. / İyi hissedene kadar burada kalıyorsun.
Nina kapı kolunun nerede olduğunu sorar. Cevap alamaz. Odada göz gezdirir. Bu durumda annesi onu durmaya çalışmaktansa koltukta sakince oturduğunu görür. Kapı kolunun nerede olduğunu anlamıştır.
Hızla Erica’nın yanına gidip onu koltuktan kaldırmaya çalışır.
Erica: What happened to ‘my sweet girl’? / Benim “tatlı kızıma” ne oldu?
Nina bu sözü duyunca öfkesi artar. Erica’nın daha önce kapıya sıkışmış sargılı elini bükerken,
Nina: She’s gone! / O gitti/öldü.
Erica acı içinde koltuktan yere düşer. Nina minderi kaldırır ve kapı kolunu alır. Erica onu durdurmak için ayaklarından yakalamak ister. Ama nafile. Nina kapıyı açar ve tam çıkarken,
Erica: You can’t handle this! / Bununla baş edemezsin!
Nina: I can’t? / Edemem mi? I’m the Swan Queen! You’re the one who never left the corps! / Ben Kuğu Kraliçeyim. Asıl sen guruptan hiç çıkamayansın (solist olamayansın)!

BÖLÜM-35
Nina hızlı adımlarla gösterinin yapılacağı binaya doğru ilerler. Ardından koridorda soyunma odasına doğru ilerlerken üzerini çıkarmaya başlar. O ilerlerken geçtiği diğer balerinler şaşırmış bir halde ona bakarlar.
Nina’nın yokluğunda yedeği olarak rolü alan Lily, Nina’yı görünce kızarak “Ne yapıyorsun burada?” der . Nina kendinden emin hiçbir şey olmamış gibi, soğukkanlılıkla “kendi soyunma odasına” girer ve hazırlanmaya başlar. Leroy kızgın Lily’i uzaklaştırır ve içeri Nina ile konuşmaya girer.
Nina makyajını yapmaya başlar. Leroy, Nina’ya Lily’den rolü oynamasını istemiş olduğunu söyler. Nina duruma tamamen hakim, kendine güveni tam. Soğukkanlılıkla:
Nina: Have you announced it? / Anons ettin mi bunu?
Bakışırlar.
Nina: After Beth, do you really need another controversy? / Beth’ten sonra, yeni bir skandala ihtiyacın mı var?
Nina’nın durumu kontrol etmesi, kararlılığı, rolüne sahip çıkması ve sahip çıkma tarzı Leroy’u etkiler. Siyah Kuğu orada.

Leroy ona yaklaşır. Aynadaki yansımasına bakarak pek manidar olan şu sözleri söyler,
Leroy: The only person standing in your way is you. / Kendine engel olan tek kişi yine sensin.
Ve devam eder.
Leroy: It’s time to let her go. Lose yourself. /Onu (Nina’ya engel olduğunu düşündüğü kısmı kast ediyor) bırakmanın/gitmesine izin vermenin zamanı. Kaybet kendini/Bırak kendini.
Leroy çıkar. Nina sırtındaki sayısı çok fazla artmış olan yumruların görünmesinden korktuğu için onları saklamak amacıyla pudralıyor.
Sahne görevlisi, “Beyaz Kuğu’nun sahneye girmesine 10 dakika var” der.

Bunun üzerine Nina hızlanır. Çoraplarını çıkarır. Sağ ayağının baş ve ikinci parmağının birbirine yapışmış olduğunu görür. Onları ayırırken canı acır. Sonra küçük ayak parmağı ve onun yanındaki parmağının da yapışmış olduğunu görerek onları da ayırır. Ya sol ayak ne durumda? Sol ayağının çorabını çıkarır. Sol ayağında bahsedilen parmaklar yapışma aşamasını geçip, kaynamıştır. Bir “kuğu ayağı” gibi.
Nina şaşırmış, olanlara anlam veremiyor. Artık sanrılar aralıksız geliyor. Ne yapmalı? Ama vakti yok. Çorabını giymeye başlar.

BÖLÜM-36
Nina, “Beyaz Kuğu” olarak hazır. Koridordan geçip sahne kenarına gelir. Prens Siegfried elinde yayıyla sahnede dans ediyor. Nina sahneye giriş zamanını beklerken, perdenin üzerindeki yamayı kaldırır ve delikten izleyicilere göz gezdirir. Tek boş yok. Artık zamanı gelmiştir. Sahne arkası görevlisi Nina’nın yanına gelir yanlış yerde beklediğini söyleyip onu doğru yere yönlendirir.
Ve Odette, Beyaz Kuğu sahnede. Ardından David ile beraber ilk ikili dansı yapmaya başlarlar. Beyaz Kuğu olarak Nina ondan beklenen performansı sergilemektedir.

Buradaki dolunayı ve diğer set tasarımlarının bir kısmını Nina ve Lily’nin gece kulübünde dans ettikleri hızlı kurgulu sahnede görmüştük.
Sahneden çıkarken sanrıları geri döner. Ve sahneye girmekte olan dört balerinin yüzünde kısa bir anlığına kendi yüzünü görür. Bunun üzerine durup onları sahnede izler ama her şey normal görünmektedir. O esnada karşısındaki diğer sahne kenarında/kanadında Leroy’u görür. Leroy’da ona bakar. Olumsuz bir durum yoktur.




Sonra bakışları Leroy’dan hızla geçen David’e yani Prens Siegfried’e kayar. Biriyle neşeyle konuşmaktadır. Lily. Birbirlerine gülümseyip, dokunmaktadırlar. Lily, David’in kasıklarına dokunur. Nina şimdi de sahnedeki prensini mi kaybediyor? O an Beyaz Kuğu ile özdeşleşmiş Nina, Lily’i yine bir tehlike, bir Odile, bir Siyah Kuğu olarak algılar. Ayrıca, Siyah Kuğu olma zamanı geldiğinde seksapellik açısından Lily’i aşabilecek midir? Yine işler biraz olsun iyi giderken değişti ve Nina’nın stresi arttı. Hemen sahnede dans eden dört balerinin(cygnets) yüzlerinde kendi yüzünü görür.
Nina hızla sahne arkasına ilerler. Düşünceli. Rothbart’ı oynayan oyuncu ona ilerler. Yine bir sanrı mı? Bir korku anı mı Nina için? Nina sakin, sadece selamlaşırlar. Filmdeki tek nükte. Sahneden çıkan dört balerinden biri “Berbattık” der.
Nina’nın üzerindeki baskı ve stres tüm bu olanlarla üst seviyededir. Daha Nina’nın başına neler gelebilir ki? Ama gecenin aksilikleri yeni başlıyor.
Sahne görevlisi ona hazırlanmasını söyler. Nina sahne kenarına gelir ve sahneye girip dansına başlar.




David onu havaya kaldırır. Havada iken etrafına bakar. Sahnenin her iki kenarında dizilmiş balerinler. David onu döndürürken onları izlemeye devam eder. Lily’i görür sonra da diğerlerini. David’in onu döndürme hızı artmıştır. Balerinlerin birinde yine kendi yüzünü görür. Ona bakmaktadır.  Korkar ve konsantresi dağılır. David onu tutmakta zorlanır. Ve düşer. Leroy’un dediği gibi önündeki tek “engel” kendisi.

Herkes için kötü bir an. Ama Nina için bir dehşet anı. Nina yerdeyken başını kaldırıp seyirciye bakar. Etkilemek istediği, sanatsal açıdan kusursuzluğa erdiğini göstermek istediği seyirciye... David hemen onu kaldırır. Ve dansa kaldıkları yerden devam ederler. Rothbart belirir. Kuğuların çıkma zamanı. Nina sırtı seyirciye dönük, dans ederek sahneden çıkarken yüzündeki yıkılmışlık ifadesine gözyaşları eşlik eder. Diğer balerinler etrafını sarar.
Sahne biter. Perde kapanır. Ve Leroy ateş püskürmeye başlar. Nina’nın rolünü kaybetmeye hiç niyeti yoktur. Kendi hatası olmadığını, David’in onu düşürdüğünü söyler. Ardından ağlayarak soyunma odasına ilerler.

BÖLÜM-37

Nina’nın üzerindeki stres daha da artmıştır. Yıkılmış, ağlayarak soyunma odasına girer. Odasında  Lily’i Siyah Kuğu kostümünü giymiş, makyaj yaparken görür. Az önce olanlar rolünü Lily’e kaybettirme olasılığını Nina’nın düşüncelerinde dayanılmaz biçimde arttırmış olmalı.
Bu sahnenin bir sanrı olduğunu bildiğimizden bu konuşmanın Nina’nın aklında, iç dünyasında geçtiğini unutmayalım. Ayna üzerinden yansımasına bakarak konuşmaktadır.  Nina’nın diğer kişiliği onu sözleriyle ezmeye başlıyor. Yine Leroy’un manidar sözüne dönersek Nina yine kendine “engel” olmaya başlıyor. En azından Siyah Kuğun olduğu sahne için kendine engel olan kısmın gitmesi gerekiyor. Nitekim:
Lily: I’m just worried about the next act. I’m just not sure you’re feeling up to it./ Sadece gelecek sahne için endişeleniyorum. Senin yapabileceğini sanmıyorum/Yapmaya enerjin olduğunu sanmıyorum.
Nina ona susmasını ve gitmesini söyler.
Lily/Nina: How about I dance the Black Swan for you? Siyah Kuğu’yu senin yerine dans etmeme ne dersin?
Bu repliği söylerken, kamera aynadaki Lily’nin yansımasından uzaklaşır ve ona döner. Yüzü Nina’nın yüzüdür. Nina öfkeyle saldırır. O rolü ondan alabilecek her durum ve kişiye hatta kendine bile düşmandır.
Kişilik çatışması şiddetlenir. İki aynı yüze sahip karakterin birbiri ile kavga etmesi sahnelenerek bu durumun görsel tasviri yapılıyor. Hele diğer karakteri aynaya vurduğunda aynanın kırılıp parçalanması ve yere dağılması bu durum ile ilgili yine güzel bir metafor.
Nina: Leave me alone! /Beni rahat bırak!
Kavgaları, Siyah Kuğu kostümlü Nina’nın, Beyaz Kuğu kostümlü Nina’nın boğazına sarılması ile devam eder.
-          My turn. My turn. / Benim sıram. Benim sıram.

Boğazı sıkılırken Nina’nın boynu gerçek bir kuğu gibi uzar. Diğer karakteri şaşırır. Nina bir ayna parçası alıp diğer karakterine saplar. Sapladığında gözleri ve sesi değişir. Beyaz Kuğu kostümü altında iken şöyle söyler:
-          It’s my turn! / Bu benim sıram!
Dönüşümü artık son aşamasında. Burada Nina’nın Beyaz Kuğu halinde kalması gerektiği, diğer karakterin yok olması gerektiği akla gelse de burada dönüşümleri “bir” olmak üzerine. Artık bulundukları bedende birlikte eşit söz hakkına sahipler. Nina’nın gözlerindeki ve sesindeki değişim zaten bunu gösteriyor. Ayrıca odaya bir daha döndüğünde cesedi de yerinde bulamayacaktır. Çünkü gerçek olan beden şu an odadaki Beyaz Kuğu kostümü altında olan Nina’nın bedenidir.
Diğer karakterin yüzü Lily’e döner. İzleyici gerçekte Lily’i öldürdüğünü düşünür. Nina’da öyle düşünmektedir. Lily’nin “ölümü”, yani diğer bastırılmış karakterin görünümünün ölmesi, dönüşümün içsel olarak tamamlanmış olduğunu gösteriyor. Çünkü Nina bir daha hiçbir sanrısında başka birinin yüzünde ya da ayrı olarak Siyah Kuğu karakterini görmeyecek. Artık bütünler, aynı bedendeler.

Nina, dehşet içinde yakalanma korkusuyla Lily’nin cesedini tuvalete sürükler. Performansını tamamlamadan bu geceyi hiçbir şey onun için bitirmemeli. Siyah Kuğun kontrolü aldığını Nina’nın değişen gözlerinden anlarız.


BÖLÜM-38

Ve Siyah Kuğu sahnede. Siyah Kuğun ilk ikili dansını yapmaya başlarlar. İnsan görünümündeki Rothbart ona eşlik ediyor.
Nina, Siyah Kuğu olarak çok güçlü, kendine güvenli, heyecan verici ve seksi. Ayrıca ürkütücü de.
Sırtındaki yumruların sayısı daha da artmış, omuz ve sırtını kaplamaya başlamıştır.
Dansı kusursuzdur. Seyirci hayran kalmıştır. Nina’yı güçlü bir şekilde alkışlarlar ve tezahürat ederler.
Nina, Siyah Kuğu olarak yeniden sahneye çıkışını beklerken sahne arkasında tüm kendine güveniyle yürümektedir. Tamamlanmış içsel dönüşümün, birleşimin ardından fiziksel dönüşüm Nina’nın aklında sürüyor. Ancak buradaki ve film boyunca olan fiziksel dönüşüm Nina’nın rolü ile bütünleşmesini, onu hissetmesi ve kusursuzlaştırması üzerine bir tasvir. Yüzündeki fileyi çıkarır. Vücudundaki yumrular yeniden belirmeye başlar.  Kollarını, sırtını hızla sarmaya başlarlar. Ama artık Nina endişelenmiyor, korkmuyor aksine “onları kabul ediyor” görünmektedir.

Sırada en zor kısım olan “Siyah Kuğun Kodası” bulunmaktadır.
Nina, tamamen kendine güvenerek sahneye çıkar. Tamamen sahneye hakim, rahat bir şekilde dansına başlar. “Kendini bırakmıştır.” Leroy’un Siyah Kuğu rolü için filmin başından itibaren karakterde nelerin olmasını istemişse olmuştur: Güçlü, tutkulu, kendine güvenen, seksi, baştan çıkarıcı, saldırgan… Hatta daha da fazlasını ortaya koyar. Her hareketinde, her dönüşünde(fouettes) daha fazla rolü ile bütünleşiyor, “o” oluyordur. Nitekim Nina’nın kanatlarının da çıkmasıyla “fiziksel dönüşümü” yani rolü ile bütünleşmesinin tamamlanması görsel olarak ifade edilmiş olunur. Daha önce Leroy’un bahsettiği “sınırları aşmak” durumu (Transcendence) gerçekleşmiştir.




Herkes Nina’ya hayranlıkla bakmaktadır. Tüm seyirciler Nina’yı ayakta hiç alkışlamadıkları kadar alkışlıyor ve tezahürat ediyorlardır.
Bir balerinin, oyuncunun ulaşacağı en yüksek noktadadır. Nina’ya göre bir “kusursuzluk” anı mı?

Seyircinin tarafından bakan bir kamera açısına geçeriz. Arka planda duvara yansıyan “iki” kuğu gölgesini görürüz.

Nina onu ayakta alkışlayıp, tezahürat eden seyirciyi selamlar. Yeniden, yeniden…
Sonra hızla sahne kenarına yaklaşır. Ve aniden ondan yine bir beklenilmeyeni yaparak parmak uçlarında yükselir ve Leroy’u tutkuyla öper. Ve öpüşmeyi bu kez Nina keser. Kontrol ondadır. Leroy’a güç içinde bakar. Sahneye yeniden döner ve seyirciyi yine selamlar. Seyirciler sahneye çiçekler atmaya başlar. Leroy şaşkın ve sonunda mutlu. Ama…


BÖLÜM-39
Nina soyunma odasına hayran bakışlar ve tebrikler eşliğinde gider. Yine mutluluğu ve rahatlaması uzun sürmeyecektir. Soyunma odasının önüne gelir etrafı kontrol eder ve içeri girer. Kapıyı kilitler. Önce yerdeki ayna kırıklarına sonra da tuvalet kapısına bakar. Kapının altından kan sızmaktadır. (Yoksa bir yerde kanama mı var?) Bir havlu alıp üzerine örter. Beyaz Kuğu için hazırlanmaya başlar.
Zaman geçer(Time Cut). Beyaz Kuğu kostümünü giymiş, makyajını yapmaktadır. Kapı vurulur. Kapıyı yüzünü gösterecek kadar açar ve karşısında… Lily’i bulur.

Nina kanı donmuş bir halde ona bakar. Lily onu tebrik eder. Aklını düşünceler saran Nina bir şey söylemez. Lily ayrılır. Nina kapıyı kapatır.
Nina olanlara anlam vermeye çalışıyordur. Gözlerini odada gezdirmeye başlar. Soluna bakar: Kırılmış ayna, parçalanmış cam parçaları, siyah bir tüy. Sonra tuvaletin kapısına doğru, yerdeki havluya bakışlarını çevirir. Müzik yükselmeye başlar.

Nina havluyu yerden alır. Ne yerde ne de havluda kan yoktur. Yavaşça tuvaletin kapısını açar ve ışığı yakar. Ceset yoktur! Nina düşünmeye, olanlara bir anlam vermeye, anlamaya çalışır. Ve… bir şeyin farkına varmıştır. Kendi karnına doğru bakar. Beyaz Kuğu kostümünün ortasında bir yırtık, etrafı kırmızı bir leke ile çevrili. Nina elini yırtığa sokar. Ve dışarı kırık bir ayna parçası çıkarır. Artık anlamıştır. Kırık ayna parçasına bakarak gözyaşlarını akıtır.
Müzik zirve noktasına ulaşır.

Nina üzgün, çaresizce ağlar. Ama sonra düşünür ve kararını verir. Gözyaşlarına hâkim olur ve aynadaki yansımasına bakarak makyajına devam eder. Hayatı pahasına rolüne devam edecektir.


BÖLÜM-40

Nina, Beyaz Kuğu olarak sahnede. Son sahne. Son dans. Nina hayalini gerçekleştirdi, ona ulaştı. Ama her şey yerle bir olmak üzere. Yaşam gücü soluyor. Kan damlıyor. Acıyı bitirmenin tek bir yolu var. Hiç korku içinde değil aksine tamamen kabullenmiş.
Nina, Prens ve Rothbart’la dansını tamamlar. İntiharı için tepeye çıkar. Leroy’un dediği gibi önce Rothbart’a, sonra Prense ve sonra da seyirciye bakar. Seyircinin arasında Erica’yı, annesini görür. Erica onu gözlerinde yaşlarla izlemektedir. Annesi ile bakışır. Ve bu sefer durumu kabullendiğinden, “o” noktada olduğundan tereddüt etmeden kendini bırakır. Atlar.

Yatağa düşer. Seyirciler, balerinler, herkes onu alkışlamaya, tebrik etmeye, tezahürat etmeye başlar. Leroy yanına gelir.

Leroy: My little princess / Küçük prensesim.
Sonunda istediği o iltifatı da duymuştur. Lily onun yarasını görür ve soluğu kesilir. Leroy bakışlarını Lily’nin baktığı noktaya, Nina’nın kanayan karnına çevirir. Hemen yardım çağırmalarını ister.
Leroy: What did you do? What did you do?/ Ne yaptın sen?
Nina: I felt it. / Onu hissettim.
Leroy: What? / Ne?
Nina: Perfect. It was perfect. / Kusursuz. Kusursuzdu.
Leroy anlamıştır. Nina ışıklara bakar. Müzik yükselirken, ışıkların da şiddeti artıp ekranı tamamen beyaza çevirir. Seyircilerin alkış ve tezahürat sesleri daha da yükselir. Müzik biter. Diğer tüm sesler susar, geriye sadece seyircinin Nina’ya olan alkış ve tezahürat sesleri kalır.
-          Nina, Nina, Nina, Nina…

Beyaz arka plan üzerine siyah renkle filmin bitiş jeneriği başlar. Beyaz arka plan, beyaz kuğu tüylerine dönüşür. Yazılar yazarken, ekranda siyah bir tüy dolaşır. Siyah tüylerin oranı ekranda zamanla artar. Son olarak A film by Darren Aronofsky yazısı göründükten sonra arka plan siyah renge, yazılar ise beyaz renge dönüşür. Bu seferde ekranda beyaz bir tüy dolanır durur.
Clint Mansell’in jeneriğin başlangıcından itibaren çalan bestesinin ismi “A Swan Song (For Nina)”... hüzünlü beste içinde yer alan ayna kırılması ve parçalanması sesleri Nina’nın “kırılganlığına” ayrıca işaret ediyor.


Black Swan (Siyah Kuğu) ile yönetmen Darren Aronofsky yine kariyerine iyi bir film eklemiş oluyor.
Ayrıca filmin Darren Aronofsky gibi bir yönetmene ve bunun yanı sıra iyi yazılmış bir senaryoya ve Natalie Portman gibi yetenekli ve yıldız bir oyuncuya sahip olmasına rağmen finans bulmakta çok zorlanarak, planlanan bütçenin çok daha altında -13 milyon dolara- çekildiğini belirtmiştim. Bu bağımsız filme finansör olmayanlar şimdi pişman olmuş olmalı çünkü filmin dünya çapında hasılatı 329 milyon doları geçmiş durumda. Umarım bu, “Yeni şeyler denemek önemlidir” diyen yönetmenin çekmek istediği filmlerini gerçekleştirebilmesine yardımcı olur.
Natalie Portman ise filmdeki performansı ve bu performansı ile kazandığı birçok prestijli ödülle kariyerinde yeni bir zirve noktasına sahip olmuş oldu.
Vincent Cassell kariyerini parlatırken, Mila Kunis de kendini ve oyunculuğunu daha geniş kitlelere tanıtma ve gösterme olanağına kavuştu.
Barbara Hershey ise performansı ile yine ne kadar iyi bir karakter oyuncusu olduğunu izleyiciye göstermiş.

*Lütfen izinsiz yazının içeriğini kopyalamayın ve kaynak göstermeksizin paylaşmayın. Teşekkürler.
*Bu yazıdaki tüm fotoğraflar filmin DVD ya da Blu-ray baskısına aittir. Dolayısıyla görsellerin tüm hakları © Twentieth Century Fox ve Fox Searchlight’a aittir.
*Tüm fotoğraflar eğitim amaçlı kullanılmıştır, ticari değildir./All photos are used for educational purposes.

YAZAN:  ÖZGÜR ÇETİMEN  -  2011