4 Kasım 2014 Salı

ACE IN THE HOLE - (1951)

"ACE IN THE HOLE"

(sürpriz bozan/spoiler içerir!)

Yönetmenliğini Billy Wilder'ın yaptığı 1951 yapımı filmin başrollerinde Kirk Douglas ve Jan Sterling var. Drama ve film noir türünde olan film gayet sağlam bir medya, insan doğası ve kapitalizm eleştirisi yapıyor.

Başta Kirk Douglas olmak üzere tüm oyuncular derinlikli performanslar sergiliyorlar. Kanımca Kirk Douglas'ın en iyi performanslarından bir tanesi.

New York'taki gazetelerden kişisel kusurlarından dolayı başarılı olamayıp kovulan hırslı ve bencil gazeteci Chuck Tatum (Kirk Douglas) kendini New Mexico'da küçük bir kasabada bulur. Buradaki yerel gazetede kendine bir iş bulur. Bu küçük kasabada geçirdiği bir yılın ardından Chuck mutsuzdur. Çünkü ilgisini çekecek ya da daha doğrusu yükselmesini sağlayacak "haberini yapması" için hiçbir kayda değer olay olmamıştır. Ona göre "En iyi satan haber kötü haberlerdir."

Önemsiz bir haber için genç fotoğraf muhabiri Herbie ile yola çıktığında yerel bir dükkan sahibi olan Leo Minosa'nın Kızılderili mezarlarının olduğu bir mağarada antika şeyler ararken çökme sonucu göçük altında kaldığını öğrenir. Burnu, büyük bir haber kokusu alan Tatum olayları ve bu haberi istediği şekilde yönlendirmek için kontrolü ele almaya niyetlenir. Ve bu amacını gerçekleştirmek kilit kişileri ikna gücü ve vaat ettikleriyle satın alır.

Bir yandan Minosa'nın eşi Lorraine (Jan Sterling) ile aşk-nefret ilişkisi yaşarlarken, bir yandan da çıkarları için Minosa'nın en iyi dostu olur. Ayrıca haberlerin dağıtımının tek kaynağı hâline gelerek New York'taki büyük gazeteleri kendine muhtaç kılar. Amacı yeniden o büyük gazetelere geri dönmektir.

Minosa'nın mahsur kaldığı bölge ise bir "panayır", bir ticaret mekânı hâline gelir. Gazeteciler, olayı merak edip görmeye gelenler, yiyecek-içecek satanlar, Minosa'yı terk etmek isteyen ama işler iyi gittiği için sırf para kazanmak için bölgede kalan karısı, bu olaylar sayesinde yeniden seçilmeye çalışan bölge şerifi, kendi reklamını yapmaya gelenler ve daha niceleri... Hatta bölgeye bir lunapark bile kurulur.

Filmin başında bu Kızılderili mezarlarının olduğu bölgeye giriş bedava iken; Minosa'nın göçük altında kalıp medya ve insanlar bölgeye üşüştükçe girişler (film ilerledikçe) 25 cent ardından 50 cent ve sonunda 1 dolar olur. Sırf bu tabeladaki tarife değişimi bile filmin eleştirisini başarıyla ortaya koyuyor.

Tatum, çıkarları uğruna 18 saatte Minosa'yı kurtarabilecekken tepeden delerek ona ulaşma planını ortaya koyarak kurtarma süresini 7 güne çıkarır. Böylece çıkarlar hem kendisi hem herkes için "maksimum" edilecektir. Ancak bunu yaparak Minosa'nın hayatını büyük riske sokar. Acaba Minosa sıkıştığı yerden, herkese para kazandırırken, zamanında kurtulabilecek midir?

Billy Wilder, Chuck Tatum gibi çıkarcı bir gazeteci karşısına ideal bir gazeteci olarak küçük kasaba gazetesinin patronu Al Federber (Frank Cady)'i koyuyor. Bunu gayet bariz bir şekilde altını çizerek izleyiciye sunuyor. Örneğin: Al'ın gazete ofisinde ve kendi odasında duvarda yazan "Tell The Truth"(Gerçeği Söyle) yazısı, yine Chuck ile konuşmalarında ya da tekli çekimlerde Al'ın arkasında bu yazının görülmesi, ayrıca bir başka sahnede Chuck ile konuşurken arkasında asılı olan bir haç Al karakterin senaryodaki ahlaki görevini sembolize ediyor.

Film en iyi senaryo dalında Oscar'a aday gösterilirken Venedik Film festivalinde de Altın Aslan'a aday gösterilmiş olup, Billy Wilder ve filmin bestecisi Hugo Friedhofer Uluslararası ödülü almış.

Orjinal adı "Big Carnaval" iken daha sonra "Ace in the Hole" olarak değiştirilmiştir. Türkçeye "Büyük Karnaval" ve "Diri Gömülenler" olarak çevrilip, bu isimlerle sinema ve televizyonda gösterilmiştir.

Filmin Criterion Collection'dan çıkan DVD/Blu-ray seti gayet başarılı bir görüntü-ses transferi ve ekstralar içermekte. Bölge kodu R1/RA ve sadece İngilizce alt yazı seçeneği var.

Daha fazla bilgi için:
Criterion Collection
imdb
Vikipedi
Wikipedia

3 Kasım 2014 Pazartesi

THE ABYSS - (1989)

THE ABYSS

(sürpriz bozan/spoiler içerir!)

James Cameron hakkında pek çok şeyi yansıtan bir film, The Abyss. James Cameron bu filminde klasik temaları olan: denizciliğe, kâşifliğe (ki özellikle su altı kâşifliği) ve teknolojiye olan ilgisini ve tutkusunu; soğuk savaş korkularını: nükleer tehlikeler, silahlanma yarışı, paranoya; ve çevre kirliliğine karşı tutumunu bir arada sergiliyor.

Filmin başrollerinde Ed Harris, Mary Elizabeth Mastrantonio ve Michael Biehn var.

Bir Amerikan Askeri Nükleer Denizaltısı, Atlantik Okyanus'unda batınca ordu denizaltının Sovyetler tarafından ele geçirilme tehlikesine karşı bir an evvel kurtarılması için Virgil "Bud" Brigman liderliğindeki bir sivil araştırma-kurtarma ekibini görevlendirir. Denizaltı "ışığın gitmediği" (Abyss) bir derinliktedir. Kurtarma ekibi o derinliğe indikçe dünya dışı varlıklarla karşılaşırlar...

Film, bir nevi James Cameron'nın "Close Encounters of the Third Kind"ı.

Doğum sıvısını içe çekerek yüksek su basıncı altında yüzmek, Bud'ın boğulan eski eşini hayata döndürmesi, gizemli uzaylının kabinler arasında dolaşırkenki hâlinin Cameron'nın gelecek filmi olan Terminator-2'deki T-1000'i andırması gibi birçok akılda kalıcı sahneye sahip olan gayet iyi bir bilimkurgu-gerilim filmi, The Abyss.

Filmin, Sinema (139 dakika) ve Özel Edisyon (171 dakika) adı altında iki kurgusu var. Bunun sebebi Stüdyo'nun üç saat'e yakın olan versiyonun sinemada günlük gösterilecek seans sayısını azaltacağı ve dolayısıyla günlük geliri düşürecek olmasından endişe etmesiymiş. Stüdyo'nun Cameron'la olan sözleşmelerinde filmin son kurgu hakkını Cameron'a ancak filmin süresi 2 saat 20 dakikayı geçirmemesi şartıyla vermişler.  Film gişede başarı sağlayıp 4 dalda Oscar'a aday olunca ve En İyi Görsel Efektler Oscar'ını kazanınca James Cameron'nın filmi yeniden kurgulamasına onay vermişler. Özel Edisyon 28 dakika daha uzun, finali daha farklı ayrıca Cameron'nın temalarını ve bakış açısını daha net ortaya koyuyor.

Filmin hem Sinema hem Özel Edisyon versiyonunu içeren DVD'sinde ayrıca filmin senaryosu, tretmanı, storyboardlar, yapım belgeselleri, fragmanlar gibi sinemaseverleri doyuracak ekstralar mevcut. Yalnız görüntü transferi Anamorphic değil(Çin baskısı hariç). Blu-ray versiyonunun çıkışı için resmi bir tarih verilmemiş olsa da internette James Cameron'nın ve Stüdyo'nun filmin blu-ray versiyonu için çalıştığı haberleri yer alıyor. Bekleyelim görelim.

imdb