1 Ağustos 2018 Çarşamba

THERE'S ALWAYS TOMORROW - (1955)

THERE'S ALWAYS TOMORROW

Douglas Sirk'in yönettiği bu melodramın başrollerinde Barbara Stanwyck ve Fred MacMurray var.

Filmin senaryosunu Ursula Parrott'un aynı adlı romanından senarist ve oyun yazarı Bernard C. Schoenfeld uyarlamış.

Cliff Groves başarılı bir oyuncak üreticisidir ancak monoton özel hayatında ne karısı Marion'dan ne de çocuklarından ilgi görememektedir. Gün geçtikçe yalnızlaşan Cliff'in karşısına 20 yıl önce ayrıldığı ve onu hâlâ seven Norma Vale çıkar. Norma da iş hayatında başarılı ama özel hayatında yalnızdır. İkisi birbirlerinin yaralarına merhem olmaya başlarlar.

Fred MacMurray duygusal açıdan kapana kısılmış yalnız koca Cliff'i ustalıkla canlandırırken Stanwyck de başta kararlı ama sonrasında çelişkilere düşen Norma Vale karakterine başarıyla hayat veriyor. Ayrıca film ikilinin kariyerleri boyunca birlikte oynadıkları dört filmin sonuncusu. Bu filmlerden Wilder'ın klasik noir filmi Double Indemnity akla ilk geleni sanırım.

Joan Bennett rolünün gereği olarak sade bir oyunculuk sergilerken yardımcı oyunculardan da William Reynolds öne çıkan isim oluyor.

Filmin finalinde -50'li yılların Hollywood'unu göz önüne aldığınızda- Malle'in The Lovers filmindeki gibi bir sürprizi doğal olarak beklemiyorsunuz. Cliff'in ailesine döneceği baştan belli. Ancak yine de karakterlerin içinde bulundukları ruh durumları, çelişkileri ve oyuncuların performansları sonunda ne olacağını bilseniz de ilginizi ayakta tutuyor ve izleyiciyi etkiliyor.

Ancak Sirk'in orijinal finali son kurguda kalsaydı hayli etkili bir son olabileceğini düşünüyorum: Cliff pencereden dışarı gökyüzüne bakıp aşkı, mutluluğu, ve gençliğini temsil eden Norma'yı taşıyan uçağın gidişini izlerken masanın üzerindeki oyuncak robot kameraya doğru hareket ediyor (son kurgudaki gibi ekran kararmıyor) ve robot masadan düşüyor. Yerde yan yatmış oyuncak robot bir süre çırpınır ve ardından durur. Ekran kararır, Son. Sirk, otomatik ve bozuk robotun Cliff'i sembolize ettiğini ve bu sonun Cliff'in umutsuzluğunu vurguladığını belirtiyor (Link). Ancak Sirk depresif bulunan bu sonu bir parça umut veren yeni bir son çekerek, değiştirmiş. Cliff'in yine kafesinde kaldığı yeni bir mutlu 'mutsuz' son.

Ayrıca Sirk dışarıdan bir bakışla(Sirk savaş öncesi Almanya'dan Hollywood'a gelmiştir) 50'lilerin Amerikan aile idealinin mekanikliğini de filmin alt metninde eleştiriyor.

Sirk o dönem çektiği diğer melodramlarındaki gibi bu filmini renkli çekmemiş. Siyah-beyaz çekilme sebebini bilmiyorum ama filmi renkli hayal ettiğimde -hele diğer Sirk filmleri gibi canlı, satüre renklerle- siyah-beyaz kadar etkili olmayacağını düşündüm. Sirk'in mizansenleri ve kompozisyonları özenli, kamera da yine Sirk'in sevdiği gibi hareketli. Filmin sinematografı usta isimlerden Russell Metty.

There's Always Tomorrow Douglas Sirk'in yönetimi ve oyuncularının performanslarıyla başarılı bir melodram.

İlgilisine...

ONE MILLION YEARS B.C. - (1966)

ONE MILLION YEARS B.C.

Don Chaffey'in Hammer stüdyosu için yönettiği bu bol aksiyonlu macera filminin başrollerinde Raquel Welch ve John Richardson var.

Tumak ve kardeşi Sakana, babalarının yönettiği vahşi kabilelerinde, aralarında güç mücadelesi vermektedirler. Aynı zamanda babalarının otoritesine karşı da mücadele içindedirler. Bir gece Tumak yemekten ötürü babasıyla kavga eder ve kaybeder. Kabilesinden sürülür. Sürgünde daha önce hayatta kalmak ve avlanmaktan ötürü yapmadığı şeyi: etrafındaki dünyayı keşfetmeye başlar. Ölmek üzereyken Loana'nın üyesi olduğu 'medeni' bir kabile onun hayatını kurtarır ve ona medeniyet öğretirler. Ama Tumak orada da bela çıkarır ve oradan da sürülür. Loana ise aşık olduğu Tumak'ı yalnız bırakmaz ve onun peşine takılır. Birlikte tehlikelerle dolu bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculukta olanlar onları Tumak'ın kabilesine geri götürecektir.

Film, 1940 yapımı Hal Roach ve oğlunun yönettiği aynı isimli filmin yeniden yapımı. Maalesef orijinal 1940 yapımı filmi izleme şansım henüz olmadı.

Filmin senaryosunu Brian Clemens yazmış ancak filmde (karakterlerin isimlerini söyledikleri ve de söylenen birkaç ifade dışında) diyalog yok. Tam bir saf sinema yapma imkanı ve yönetmen Don Chaffey kanımca bu hususta, görsellerle hikâye anlatmakta gayet iyi bir iş çıkarmış.

Filmin etkileyici görsel efektlerinin yaratıcısı ise büyük usta Ray Harryhausen. Harryhausen stop motion sahnelerde gerçekten ustalığını konuşturuyor. Özellkle oyuncular ve stop motion kuklalarının aynı karede olduğu sahnelerdeki iki taraf arasındaki etkileşimin yaratımı çok başarılı. Harryhausen'in ustalığı sadece stop motion tekniğinde ustalaşmış olmasından değil kuklalara kazandırdığı karakter ve onlarla gerçekte aynı sahneyi paylaşmayan oyuncularla yarattığı başarılı etkileşimden de geliyor. Elbette bunda oyuncuları yöneten yönetmenin ve kurgunun da katkısı büyük.

Filmin dış mekanları Kanarya Adaları'nda çekilmiş. Bu muhteşem mekânlar filme gerçekten bir karakter ve otantiklik katmış.

Filmin müziklerini de atlamayayım. Filmin bestecisi Mario Nascimbene bestelerine yarattığı ses efektlerini de karıştırarak enteresan ve filmle bütünleşen bir soundtrack'e imza atmış. Şu an aklıma gelen müzik ve ses efektlerini karıştıran bir diğer güzel soundtrack ise Dario Marianelli'nin Atonement soundtrack'i.

Hammer stüdyosu Welch'in oynadığı Loana karakterini önce Ursula Andress'e teklif etmiş ancak Andress başka projeleri olduğundan ötürü rolü kabul etmemiş ve rol Welch'e kalmış. Bu Welch'in işine yaramış ve film onu daha da popülerleştirmiş. Filmde giydiği kürk bikiniyle çekildiği prodüksiyon fotoğrafı tabloid gazetelerde yer alınca hem kendi popülerliği hem de gösterime girecek olan filmine ilgi artmış. Bu fotoğraf o kadar ilgi çekip popüler olmuş ki Harryhausen'in hazırladığı filmin posteri değiştirilip postere bu fotoğraftaki Welch'in imgesi konup günümüzde artık kültleşmiş olan filmin posteri elde edilmiş.

Tarihi açıdan bir doğruluk aramadan tarih öncesi dönemlerde fantastik ve tehlikelerle dolu bir maceraya çıkmak isterseniz One Million Years B.C. size bunu sunabilir.

İlgilisine...

COVER GIRL - (1944)

COVER GIRL

Charles Vidor'un yönettiği bu klasikleşmiş müzikalin başrollerinde Rita Hayworth ve Gene Kelly var.

Rusty Parker (Hayworth) Danny McGuire(Kelly)'ın işlettiği bir gece klübünde dansçıdır. Aynı zamanda ikisi birbirine de aşıktır. Rusty'nin ünlü bir derginin kapağında yeni bir yüze yer vermek için düzenlediği seçmelere katılmasıyla ve kapak kızı seçilmesiyle hayatlar ve ilişkiler hızla değişmeye başlar.

Hayworth ve Kelly'nin yanı sıra filmin yardımcı oyuncuları da gayet başarılı oyunculuklar sergiliyorlar ve özenle seçilmişler. Özellikle, Genius rolündeki Phil Silvers ve Coudair rolündeki Otto Kruger öne çıkan isimler.

Hollywood müzikallerinin usta isimlerinden Jerome Kern'ün müzikleri ve Ira Gershwin sözleriyle film birçok başarılı şarkıya sahip. Bunların arasından öne çıkan şarkı -En İyi Şarkı Oscar'ına aday olan - Long Ago and Far Away oluyor.

Bu arada filmin kendi besteleri de gayet başarılı. Besteciler, Carmen Dragon ve Morris Stoloff çalışmalarıyla En İyi Müzik Oscar'ını almışlar.

Filmin yönetmeni Charles Vidor olsa da filmin yapımcısı olan Columbia stüdyosu filmin neredeyse tüm kontrolünü Gene Kelly'e vermiş. Gene Kelly de bu fırsatı gayet iyi değerlendirmiş. Kelly'nin hep dans koreografilerini sinematikleştirmede usta olduğunu düşünmüşümdür. Bu filmdeki buna en güzel örnek ise Gene Kelly'nin ikinci kişiliğiyle(alter egosuyla) yaptığı dans. Sahne gerek teknik açıdan gerek koreografik açıdan çok başarılı ve akılda kalıcı.



Film En İyi Müzik Oscar'ını almasının yanı sıra Şarkı, Görüntü yönetmeni, Sanat Yönetimi ve Ses dallarında da Akademi ödülüne aday gösterilmiş.

Cover Girl şarkıları, müziği, dansları ve başarılı performanslarıyla zevkle izlenen bir müzikal.

İlgilisine...