28 Şubat 2015 Cumartesi

"KIŞ UYKUSU"NUN EKSİĞİ

KIŞ UYKUSU'NUN EKSİĞİ

Yönetmenliğini Nuri Bilge Ceylan'ın yaptığı; başrollerinde Haluk Bilginer ve Melisa Sözen'in oynadığı Kış Uykusu'nda kendimce eksik bulduğum şey: Çiftin ilişkilerinin cinsellik boyutu... Bir kadın ve erkeğin ilişkilerini, duygularını mikroskop altına yatırırken onların birbirlerine karşı cinsel açıdan yaklaşımlarının analiz edilmemesi bana eksik geldi.

İlişkilerinde; birbirlerine duydukları arzuların ve bu konudaki sıkıntılarının yaşamlarına, kendilerine ve ilişkilerine olan etkilerinin incelenme fırsatının tepildiğini, ilişkilerinin bu boyutunun yok sayıldığını hissettim. Sanki karakterler cinsel açıdan da "kıştalar".

Film boyunca -cinselliği bir yana bırakın- Aydın ve Nihal'in birbirlerine fiziksel olarak dokundukları tek bir sahne yok.

Duygusal olarak birbirlerinden uzaklaştıkları, farklı odalarda kendilerine farklı dünyalar kurdukları ortada; ancak en azından eşiyle iletişim kurma çabası içinde olan Aydın karakterinin bu husustaki his, arzu ve isteklerini ona göstermeye, hissettirmeye çalışabileceğini düşünüyordum.

Mesela, Aydın'ın Nihal'e duygusal açıdan yakınlaşmak için giriştiği her denemesinde reddedilip geri postalandığı gibi, cinsel açıdan da reddedildiği bir sahne olabilirdi. Ya da toplantıda Nihal'in, Aydın'a hiç dokunmazken, Levent'e kısa bir anlığına dokunması ve bunu Aydın'ın görmesi... Bu davranış Aydın'ın, kendinden daha genç ve kendine rakip gördüğünü düşündüğüm, Levent'i daha da kıskanmasını ve filmin sonlarına doğru karşı karşıya geldikleri sahnenin daha da gerilimli olmasını sağlayabilirdi diye düşünüyorum.

Ancak belirtmeliyim ki, bir filmin ve onun karakterlerinin üzerine düşünüyor, kendi kafamda o filme ilâve sahneler yazıyorsam izlediğim film bana göre iyi bir film demektir.

26 Şubat 2015 Perşembe

CALIGULA - (1979)

CALIGULA (Caligola)


Tarihsel açıdan karakteri tartışmalı olan Roma sezarı Caligula'nın hayatını daha çok tarihçi Suetonius yazdıklarına göre ele alan filmin yapımcıları hikâyeyi tiyatral ve bir fantazi olarak peliküle aktarmışlar.

Yetişkin dergisi Penthouse'un sahibi Bob Guccione'nin yapımcılığını yaptığı filmin senaryosunu Gore Vidal yazmış.

Başrollerde Malcolm McDowell, Terasa Ann Savoy, Peter O'Toole, Helen Mirren, John Gielgud ve John Steiner var.

Oyuncular filmin dizaynına ve abartısına uygun abartılı performanslar sergiliyorlar. Bazı sahnelerde isimlerine yakışan etkili performanslar sergileseler de bu filmin geneline yayılmıyor. Ancak şartlara göre ellerinden geleni yaptıklarını söyleyebilirim.

Yönetmen koltuğunda ise Tinto Brass var. Tinto Brass Gore Vidal'ın senaryosunda bir hayli değişiklik yapınca, Gore Vidal ismini senarist olarak jenerikten çıkarttırmış ve jeneriğe sadece "Gore Vidal'ın orjinal senaryosundan uyarlanmıştır" yazılmış.

Tinto Brass filmin ana çekimlerini tamamladıktan sonra filmin prodüktörü olan Bob Guccione Amerika'dan filmde figüran olarak oynatmak için getirdiği penthouse modellerini oynattığı hardcore seks sahneleri çekip bu sahneleri kurguda filme yerleştirince ve Tinto Brass'ın da kurguya karışmasına izin vermeyince bu sefer de Tinto Brass ismini filmden çıkarttırmış.

Tinto Brass filmin yapımını "ego savaşları" olarak tanımlıyor. Bu olayların ardından açılan onlarca davadan sonra filmin jeneriğine Tinto Brass'ın ismi "filmin ana çekimlerini yapan yönetmen" titresi altında yazılmış (principal photography directed by...).

Bu ekleme sahnelerden ötürü, başta güç çılgınlığına kapılan bir imparatorun hikâyesini anlatan tarihsel bir epik olarak tasarlanan film, softcore ile hardcore porno arasında hızla gidip-geliyor. Ancak dikkatli izlerseniz iki farklı stilin, yaklaşımın izini filmde görebilir ve ayırabilirsiniz. Özellikle başroldeki oyuncuların olmadığı planlar ve yakın ara çekimlerde. Filmin 156 dakikalık versiyonu birçok epik orji sahneleri, cinsel işkence, sadizm, ensest, tecavüz vb. sahneler barındırıyor. Kesinlikle herkes için bir film değil Caligula!

Ancak filmin sanat yönetiminin hakkını vermek gerek, gerçekten çok başarılı. Setler, kostümler, proplar hepsi çok yaratıcı ve göz alıcı. Filmin prodüksiyon tasarımını daha önce Fellini'nin Kazanova ve Franco Zeffirelli'nin Romeo ve Juliet adlı filmleriyle Oscar alan Danilo Donati yapmış.

Bu arada Malcolm McDowell A Clockwork Orange'dan sonra yine penis heykellerinden kurtulamamış:) Filmde Malcolm McDowell'in güç dansı sahnesi, Caesonia (Helen Mirren)'in hamileyken ki dansı ve isis hamamı sahneleri akılda kalıcı. Hamam sahnesini akılda kalıcı yapan en önemli faktörlerden birinin Bruno Nicolai'nin müziği olduğunu söyleyebilirim.

Film zamanın en pahalı bağımsız filmi. Özellikle de X (+18) kategorisinde olan bir filme göre... Birçok ülkede yasaklanmasına ve protesto edilmesine rağmen gişede kârlı bir proje olmuş. Eleştirilerin çoğunluğu ise olumsuz. Ama yinede film yıllar içinde kült film seviyesine yükselmeyi başarmış. Yapım hikâyesiyle olsun, ilkleriyle olsun sinema tarihinde farklı bir yeri var filmin. Ancak film kesinlikle Oshima'nın "In the Realm of the Senses" filmiyle aynı ayarda değil. Bunu söylüyorum çünkü bazı eleştirilerde bu iki filmin yapım tarihleri yakın olduğu için ve ikisi de pornografik seks sahneleri içerdiklerinden ötürü birbirleriyle kıyaslanıyor olmalarıdır. Oshima'nın filminin daha üst seviyede bir film olduğunu düşünüyorum.

Filmin yeniden yapımı üzerine (Versace'nin ürünlerini tanıtmak için dolaylı bir reklam) Helen Mirren'in de dahil olduğu birçok yıldız oyuncuyla sahte bir fragman çekilmiş. Filmi izleyenler eğlenceli bulabilir.
youtube video

Dünyanın birçok ülkesinde hâlâ yasaklı olan filmin Türkiye'de de DVD ya da Blu-ray baskısı yok. İzlemek isterseniz ancak yurt dışından ya da başka yollardan bulup filmi izleyebilirsiniz. Ben filmi İngiltere'de Arrow Video'dan çıkan blu-ray baskısından izledim. Bu baskıda filmin 156 dakikalık sansürsüz versiyonu, 47 dakikalık son kurgudan çıkartılmış sahneler, yapım belgeselleri, röportajlar, fragmanlar da mevcut. Ancak hiçbir dilde altyazı seçeneği yok.

imdb


19 Şubat 2015 Perşembe

FREAKS - (1932)

FREAKS

Uzun zaman Lon Chaney'le birlikte çalışmış ve Dracula gibi bir klasiği yönetmiş olan Tod Browning'in yönettiği korku-dram türündeki film, sinema tarihinin tartışmalı filmlerinden biri.

Başrollerde Harry Earls, Daisy Earls, Olga Baclanova, Leila Hyams var.

Filmin senaryosu Tod Robins'in "Spurs" adlı kısa öyküsüne dayanıyor. Yine aynı yazarın bir romanından uyarlanan The Unholy Three'den sonra Harry Earls (o filmde başrollerdeydi) tarafından Tod Browning'in ilgisine sunulmuş.

Sirkin "normal" trapezci güzeli Cleopatra ona sırılsıklam aşık olan cüce Hans'la çaktırmadan dalgasını geçmektedir. Ancak Hans'a büyük bir miras kaldığını duyunca parayı elde etmek için onunla evlenir ve Hans'ı zehirleme planları yapmaya başlar. Bunu keşfeden Hans ve "ucube" olarak adlandırılan arkadaşları Cleopatra ve ortağı "Herkül"den intikamlarını alırlar.

Film günümüz izleyicisini hiç korkutmayabilir ancak 1932'de bir hayli ürkütücü bulunmuş. Filmin ön gösteriminde bir kadının çığlık atarak salondan çıktığı ya da bir kadının filmden ötürü düşük yapıp stüdyoyu dava ettiği gibi şeyler söyleniyor. Ancak bunların reklam amaçlı olması da muhtemel. Ama stüdyo gelen tepkilerden ötürü 90 dakikalık filmi biçerek geriye neredeyse 60 dakikalık bir film bırakmış. Kesilip çıkartılmış sahneler günümüzde artık kayıp olarak kabul ediliyor.

Film hakkında yapılan tartışmaların çoğunluğunun kaynağını daha çok filmin gösterime çıktığı 1932'de bazı insanların ve grupların; filmin fiziksel deformasyona sahip olan kişilere karşı toplumda bir korku, ön yargı, mesafe vs. oluşturması gibi iddialarından, eleştirilerinden kaynaklanıyor. Ancak insanların filme olan olumsuz bakış açıları 60'lı yıllardan itibaren bir hayli değişmeye başlamış. 1962'de Cannes Film Festivalinde film yeniden gösterildiğinde hem eleştirmenlerden hem de seyircilerden övgüler almış.

Ben de şahsi olarak filmi hiç olumsuz bulmadım ya da bir sömürü filmi olarak görmedim. Tabii bakış açısına göre filmin birçok okuması yapılabilir.

Film maalesef, bir zamanlar kendisi de bir sirkte çalışmış olan, Tod Browning'in kariyerinin yavaşça solmasının nedenleri arasında yerini almış (alkolizm ve kişisel problemlerin yanı sıra). Bu filmin ardından sadece dört film daha yönettikten sonra Tod Browning yönetmenlik kariyerini bitirmiş.

Bu arada filmin zamanında Türkiye dahil pek çok ülkede gösteriminin yasaklandığını da belirtelim.

Filmin dvd'sini Türkiye'de bulamadım, internet sitelerinde tükendiği/stokta olmadığı yazıyor. Filmi Warner Bros.'tan çıkan İngiltere baskısından izledim. Diskte film hakkında hayli doyurucu bir belgesel ve filmin alternatif sonları da bulunuyor. Ayrıca Türkçe altyazı seçeneği de mevcut.

imdb

horror_film_history (ingilizce)