1 Kasım 2017 Çarşamba

YAŞAMA SEVİNCİ - (Kısa Film)

YAŞAMA SEVİNCİ


Konu: Kısa zaman önce babası ölen genç bir teknisyen çalıştığı barajda bir ölüm-kalım durumuyla karşı karşıya kalır. Ailesinin ve başkalarının yaşamı için kendi hayatını feda edebilecek midir?

Yazan & Yöneten: Özgür Çetimen

Süre: 14 dakika 

Yapım Yılı: 2016


* Cannes Kısa Film Köşesi - 2016



Yaşama Sevinci from Ozgur_Cetimen on Vimeo.



THE JOY OF LIVING

Short Synopsis: A young technician who recently lost his father comes face to face with a risk of death in the dam site he works. Could he sacrifice his life for that of his family and the others?

Written & Directed by Özgür Çetimen

Duration: 14 min.

Production Year: 2016

vimeo link: https://vimeo.com/152935092

* Cannes Short Film Corner - 2016




KAMERA ARKASI/BEHIND THE SCENES

"Yaşama Sevinci" adlı kısa filmin kamera arkasından görüntüler...

Süre/Duration: 10 dak./min.

vimeo link: https://vimeo.com/153240378




WALKABOUT - (1971)

WALKABOUT

Nicolas Roeg'in yönettiği ve sinematograflığını üstlendiği filmin başrollerinde Jenny Agutter, David Gulpilil ve Luc Roeg var.

Film ismini Aborjinlerin ergenliğe ulaşan erkek çocuklarını doğada birkaç ay yalnız bıraktıkları ritüelden alıyor.

Filmin senaryosunu James Vance Marshall'ın aynı adlı romanından serbestçe Edward Bond uyarlamış.

Lise çağlarında bir kız ve küçük kardeşi babalarıyla Avustralya'nın şehir dışındaki, ücrâ bir köşesinde piknik yapmaya giderler. Babalarının cinnet geçirmesiyle -ki filmde sebebini net olarak anlayamıyoruz- onlar için her şey değişir. Babaları onlara -gönülsüz de olsa- ateş eder, bunun üzerine kız ve küçük kardeşi kaçarlar. Babaları arabalarını yakar ve intihar eder. Çocuklar doğanın ortasında hayatta kalma mücadelesi verirlerken yalnız ve genç bir Aborjin erkekle karşılaşırlar. Hayatta kalabilmek ve evlerine dönebilmek için Aborjin çocuğun yardımını isterler. Üçlü birlikte Avustralya'nın vahşi doğasında fiziksel ve psikolojik açıdan zorlu bir hayatta kalma yolculuğuna çıkar.

Film yaşam, ölüm, hayatta kalma, masumiyet, cinselliğin uyanışı, kültürel farklılıklar ve ortaklıklar, özgürlük, doğada yaşamla modern şehir hayatının kıyasını, dönemin Avustralya'sının politik izlerini(göçmenlik gibi) ve de muhtemelen benim göremediğim bir çok temayı barındırıyor.

Jenny Agutter genç yaşına ve evinden uzaklarda yalnız olmasına rağmen fiziksel ve duygusal açıdan rolünün hakkını vermiş. Güzelliği ise büyüleyici...

Film David Gulpilil'in de sinemaya kazandırmış. Hiç İngilizce bilmemesine rağmen dışa dönüklüğüyle ilk filmini kotarmayı başarmış.

Kuşkusuz filmin görselliğinin başarısında Roeg'in yılların görüntü yönetmeni olarak edindiği tecrübelerinin de büyük katkısı var. Roeg filmde ağırlıklı olarak zoom lensler kullanmış, aydınlatma açısından ise doğal ve gerçekçi bir yol izlemiş. Zaman zaman sadece doğal ışığı(yani var olan ışığı, güneşi) kullandığı sahneler olduğu gibi hayli stilize ışıklandırma yaptığı sahneler de(özellikle dans sahnesinde) var.

Film 1971'de Cannes'da Altın Palmiye'ye aday olmuş.

Özetle, Walkabout Nicolas Roeg'in görselliği ve kurgusuyla yarattığı şiirsel bir film.

İlgilisine...

ALFRED HITCHCOCK PRESENTS & THE TWILIGHT ZONE

ALFRED HITCHCOCK PRESENTS (Alfred Hitchcock Sunar)

-Good evening...

Alfred Hitchcock'un yarattığı ve kendine has mizahi üslubuyla sunduğu birbirinden güzel yazılmış, iyi oynanmış, alt metinlerle dolu birçok unutulmaz hikayeyi barındıran antolojik kült televizyon dizisi.

İyi yazılmış özgün hikâyelerini ya da uyarlamalarını usta yönetmenlerin ya da geleceğin usta yönetmenleri tarafından yönetildiği harika bir yapımdı.

1959'da TV'de (CBS ve NBC kanallarında) gösterilmeye başlayan dizi ilk yedi sezonunda (1959-1962) 25 dakikalık bölümlerden oluşurken 1962'den itibaren 50 dakika olarak çekilmeye başlanıyor ve dizinin adı da Alfred Hitchcock Hour(Alfred Hitchcock Saati) olarak değişiyor. Dizi 3 sezon da bu şekilde devam ettikten sonra 1965'in sonunda 10 sezon ve 361 bölümün(360'ı TV'de gösterilmiş) ardından izleyicisine veda etmiş.

Dizinin bölümlerini yönetenler arasında; Alfred Hitchcock'un yanı sıra Robert Stevenson, Robert Stevens, Paul Henreid, Robert Altman, Arthur Hiller, Norman Lloyd, Stuart Rosenberg, Sydney Pollack, William Friedkin ve daha nice usta ya da geleceğin usta yönetmenleri var.

Keza nice ünlü ve yetenekli oyuncular da dizide oynadılar, hangi birini saysam: Jessica Tandy, Claude Rains, Walter Matthau, William Shatner, Vera Miles, Peter Fonda, Christopher Lee, John Cassavetes, Ray Milland, Martin Balsam, Peter Falk, Peter Lorre, Steve McQueen ve daha niceleri...

Dizinin her bölümünde farklı bir hikâye anlatılırken izleyicisini dramdan, gerilime, korkuya, komediye, film-noir'a, bilim-kurguya kadar bir çok tür arasında da dolaştıran bir diziydi. Bir çok bölümü aklımdan çıkmaz: Man from the South, Breakdown, You Got to Have Lucky, The Cream of the Jest, One More Mile to Go, And So Died Riabouchinska ve daha niceleri...(360 bölümlük büyük bir haz).

Dizinin unutulmaz tema müziği olan Charles Gounod'un bestelediği "Funeral March of a Marionette" mutlaka izleyicisinin akıllarında ve kulaklarında yer etmiştir.

Alfred Hitchcock'u da her bölümde görmek büyük bir zevkti.

imdb-1   / imdb-2 


THE TWILIGHT ZONE (Alacakaranlık Kuşağı)

"İnsanoğlunun bildiklerinin ötesinde beşinci bir boyut vardır. Bu boyut uzay kadar engin, sonsuzluk kadar ebedidir. Bu boyut ışıkla gölgenin, bilimle bâtılın sınırındadır ve insanoğlunun korkularının dipsiz kuyusuyla bilgisinin zirvesi arasında uzanır. Bu, hayal gücünün boyutudur. Bu, Alacakaranlık Kuşağı dediğimiz bölgedir." - Rod Serling

Rod Serling'in yarattığı ve bir çok bölümünü yazdığı bu kült dizi 1959 TV'de(CBS) gösterilmeye başlanmış. Her bölümde sunduğu farklı bir hikâyeyle izleyicisini dramadan, fanteziye, bilim-kurguya, korku-gerilime, komediye ve doğaüstü maceralara çıkarırken, hikâyeleri üzerine düşündürtüyor. İyi yazılmış hikâyeleri, uyarlamaları, alegorik hikayeleri, alt metinleriyle gerçekten heyecan verici bir dizi.

1,2,3 ve 5'inci sezonların bölümleri 25 dakika iken, 4. sezonun bölümleri 50 dakikadır. Toplam 5 sezon ve 156 bölümden oluşuyor.

Yine Alfred Hitchcock Presents'deki gibi bir çok ünlü ve yetenekli oyuncu dizide boy göstermiş ve yine hikâyeler bir çok kalburüstü yönetmen tarafından filme alınmış.

1964 yılında sona erdikten yaklaşık 20 yıl sonra 1985'de TV'ye geri dönmüş(Serling daha önce vefat ettiğinden onsuz bir dönüş olmuş bu) ve üç sezonda toplam 110 bölümle izleyicisiyle buluşmuş. Ben 1985 bölümlerini izleme fırsatını henüz bulamadım. Ama okuduklarıma göre yine yetenekli yazarların kaleme aldığı ve ünlü oyuncuların boy gösterdiği bir dizi olmuş.

Bu arada 1983 yılında gösterime giren Twilight Zone: The Movie adlı sinema filmini de unutmayalım. Orijinal diziden üç bölümün yeniden çekildiği ve bir de orijinal bir hikâyenin olduğu bir filmdi. Twilight Zone'dan etkilenmiş ve diziye hayranlık duyan dört yönetmen tarafından çekilmişti: Steven Spielberg, John Landis, George Miller ve Joe Dante.

Daha sonra 2002 yılında yine televizyona dönen dizi sadece bir sezon(43 bölüm) devam edebilmiş ve iptal olmuş. Maalesef 2002 versiyonunu da izleme şansım olmadı (Ben sadece orijinal Rod Serling'in sunduğu 1959-1964 arasında yayınlanan 156 bölümlük diziyi izledim).

Dizinin aklıma kazınan bir çok bölümü var. Ama şu satırları yazarken ilk aklıma gelen bölüm: "The Midnight Sun". Üzerimdeki etkisi hiç azalmamıştır. Bence hikâyesi, anlatımı, oyuncularının performaslarıyla ve yarattığı klostrofobik atmosferle TV ekranında sergilenmiş bir başyapıttır.

imdb

Alfred Hitchcock Presents ve Rod Serling'in The Twilight Zone dizileri anlattıkları hikâyelerle hayal gücümü zorlamış, düşündürtmüş, eğlendirmiş ve hikâye-film anlatımı üzerine bana çok şeyler öğretmiş önemli dizilerdir. Neredeyse 60 yıllık olmalarına rağmen içerdikleri çoğu bölüm hâlâ güncelliklerini korumaktadır.

Keşke Türkiye'de de bu tarz her bölümünde farklı ve iyi yazılmış hikâyelerin anlatıldığı, hikâyelerinin derinliğinin bu altmış yıllık dizilerde olduğu kadar derin olduğu; usta ve genç yeteneklerin yönettiği antoloji dizileri olsa...

İlgilisine...