1 Ağustos 2015 Cumartesi

KANAL - (1957)

KANAL

Yönetmenliğini Andrej Wajda'nın yaptığı bu politik alt metinli savaş-gerilim filminin senaryosunu Jerzy Stefan Stawinski kendi hikâyesinden uyarlamış.

Kanal Andrej Wajda'nın günümüzde Savaş Üçlemesi olarak adlandırılan üçlemesinin ikinci filmi. Aynı zamanda Wajda'nın da ikinci uzun metraj filmi. Üçlemedeki filmler: A Generation, Kanal ve Ashes and Diamonds.

Film yıkılmış Varşova görüntüleriyle açılır. Başarısızlıkla sonuçlanan Varşova Ayaklanmasının son günlerindeyiz... Teğmen Zadra ve komutasındaki 43 kişinin yaşadıklarına şahit olmaya, Zadra'yı ve grubun içindeki birçok karakteri tanımaya başlarız. Kısa bir süre sonra karargahtan geri çekilme emri gelir. Kanalizasyonu kullanarak geri çekileceklerdir. Ancak Naziler kanalizasyona zehirli gaz verince grup panikler ve bölünür. Gaz ve kanalizasyonun kendi zehirli havası direnişçileri etkilemeye başlar. Yukarıda olduğu gibi yer altında da bir ölüm-kalım savaşına başlarlar.

Wajda'nın kamerası sürekli hareket halinde aynı karakterleri gibi... Mizansenleri ve kadrajları özenle planlanmış. Film atmosferiyle izleyiciyi sarıyor. Özellikle kanalizasyon sahnelerindeki aydınlatma; kameranın konumu, hareketleri ve açıları klostrofobi hissini başarıyla sağlıyor. Filmin sinematografisi Jerzy Lipman'a ait.

Filmin senaryosu ise günümüzde artık klasikleşmiş bir şablonu izliyor. Önce karakterlerimizi tanıyor, onlarla duygusal bağlar kuruyoruz. Sonra onlara çok tehlikeli, ölümcül bir görev veriliyor. Ardından duygusal bağ kurduğumuz bu karakterleri görevlerinde verdikleri mücadelede başarılı olup-olmayacaklarını, hayatta kalıp-kalmayacakları merak ederek, heyecanla izliyoruz. Aklıma hızla gelen diğer birkaç örnek: Seven Samurai, The Dirty Dozen, Saving Private Ryan, Jaws, Munich (Spielberg bu konuda ve özellikle erkekler arasında bağlar kurmada ve yansıtmada ustadır), Angel(dizi)'ın final bölümü ve Aliens gibi...

Bu arada Aliens demişken James Cameron Kanal filminden etkilendiğini ve Aliens'ın atmosferine yansıttığını söylemişti.(Ama o röportajı nerede okudum ya da nerede izledim şu an hatırlayamıyorum.) Ki, Aliens'daki Ripley karakteri gibi bu filminde en güçlü karakteri (bana göre) bir kadın: Daisy (Teresa Izewska).

Film 1957 yılında Cannes'da Altın Palmiye'ye aday olmuş ancak törenden Büyük Juri Ödülü ile ayrılmış. [Ödülü Ingmar Bergman'ın efsanevi filmi The Seventh Seal (Yedinci Mühür) ile paylaşarak].

İlgilisine...

imdb