19 Nisan 2020 Pazar

THE BAD SLEEP WELL (Warui yatsu hodo yoku nemuru) - 1960

THE BAD SLEEP WELL (Warui yatsu hodo yoku nemuru)


Akira Kurosawa'nın bağımsız olarak kendi prodüksiyon şirketi için yönettiği ilk film olan The Bad Sleep Well'in başrolünde Toshiro Mifune var.

Kurosawa bu suç-noir türündeki filminde yozlaşmış bir şirket üzerinden bireyin sistemle mücadelesini, yozlaşma içindeki sistemde bireylerin intikam arayışını, adaleti kendi ellerine almalarını ve adaleti sağlamaya çalışmalarını irdeliyor. Film zamanının Japonya'sında geçse de teması ve karakterleriyle insanın var olduğu tüm zamanlarda geçerliliğini koruyor.

Filmin senaryosunun oluşturulması Kurosawa'nın senarist olmak isteyen yeğeni Mike Y. Inoue'nin amcasına hikâyesinden bahsetmesi ve Kurosawa'nın bu hikâyeden hoşlanıp ona fikirler vermesiyle başlamış. Daha sonra üzerinde  Hideo Oguni, Eijiro Hisaita, Ryuzo Kikushima, Shinobu Hashimoto'nun da çalıştığı senaryoya Akira Kurosawa son şeklini vermiş. Filmin senaryosunda Kurosawa'nın çok sevdiği Shakespeare'in Hamlet'inden izler de görülüyor.

İki buçuk saatlik film düğün sahnesiyle açılıyor burada gazetecilerin birbirleriyle konuşmalarından ana karakterleri ve onların birbirleriyle olan ilişkilerini öğreniyoruz. Her karakter sıra ona geldiğinde kendi karakteristik özelliğini yansıtıyor. Düğün sonrası başlayan gazete başlıkları, gözaltıları vs. içeren montage'ın bitimiyle film açılışını yaklaşık ilk 35 dakikasında bitiriyor. Film hem görsel hem diyaloglar açısından hayli akıcı olsa da çok sayıda karakterin tanıtımı ve ilişkiler ağını anlamak için seyircinin kendini filme vermesi şart.

Mifune rolünde yine başarılı bir oyunculuk sergilerken başta topal Yoshiko karakterini canlandıran Kyoko Kawaga ve birçok Kurosawa filminde rol almış diğer yardımcı oyuncular kendilerinden beklenileni fazlasıyla veriyorlar. Yoshiko'nun abisini canlandıran Tatsuya Mihashi'nin performansı akılda kalıcı.

Kurosawa filmi 2.35:1 ölçeğinde çekmiş. Her zamanki özenli kompozisyonlarını bu filminde de görüyoruz. Böyle geniş bir ölçekte yaptığı geniş açı çekimlerde oyuncuları çerçeveye yerleştirişi efektif ve özenli. Filmin sinematografı Yuzuru Aizawa. 

Anlatılanlara göre Kurosawa'nın filmi kendi prodüksiyon şirketiyle bağımsız olarak çekmesinde bir önceki filmi The Hidden Fortress'de çekim takvimini ve bütçeyi aşıp Toho Stüdyosu'yla biraz bozuşmaları ve filmin temasının o zamanın Japonya'sında gündemde olan yolsuzlukluk olaylarına işaret etmesinin getirdiği hassaslıklar olmuş.

Film hem eleştirmenler hem de izleyici tarafından büyük beğeni toplamış. Ama birçok insan filmin finalini anti-climatic bulup eleştirmiş. Sürekli "iyilerin" kazandığına inanan, sistemi ve hepsinden öte tüm bunların kaynağı olan insanın doğasını değiştirebileceklerine inanan idealist ve romantikleri bir tarafa bırakırsak final, evet, teknik açıdan biraz edebi, tiyatral ve çabuk; ama yine de etkili. Bazı filmler böyle bitmeli. O başarısızlık hissini insana, izleyicisine vermeli, tattırmalı. İşte The Bad Sleep Well de o filmlerden. Sanırım böyle bir finalin Kurosawa'dan beklenilmemesi de bu eleştirilerde bir etken. Çünkü genelde Kurosawa daha iyimser bir yaklaşıma sahip. Böyle bir sonu rahatlıkla Masaki Kobayashi'den bekleyebilirsiniz, Harakiri'de olduğu gibi. Sanırım, Kurosawa kendinden pek de beklenilmeyeni yaparak izleyiciyi bu hususta biraz ters köşeye yatırıyor. Pek çok izleyicinin Henry Fonda'yı Leone'nin Once Upon a Time in the West filminde acımasız bir adamı oynarken izlediklerinde bunu kabul etmekte zorlanmaları gibi...

Özetle Kurosawa'dan incelikli bir film noir çalışması.

İlgilisine...