5 Nisan 2013 Cuma

HARAKIRI

HARAKIRI (Seppeku) - 1962

 
Masaki Kobayashi'nin Human Condition'dan sonra çektiği Harakiri (Seppeku) yönetmenin başyapıtları arasında yerini almış önemli bir film.

Masaki Kobayashi ve başrolü oynayan Tatsuya Nakadai, yönetmenin başyapıtı olan Human Conditon'dan sonra yine bu filmde bir araya gelmişler. Tatsuya Nakadai kendi yaşından 20-25 yaş daha büyük bir karakteri canlandırmasına rağmen gayet başarılı.

Yasuhiko Takiguchi'nin romanından Shinobu Hashimoto'nun uyarladığı filmde: 17.yüzyıl Japonya'sında toprak ağaları arasında barış sürmektedir. Bu yüzden birçok samuray işsiz kalmış ve fakirlik çekmektedir. Genç bir samuray! (ronin) para kazanmak için eskiden yanında çalıştığını iddia ettiği bir toprak ağasının evine gider ve onlardan onu yeniden işe almalarını ister. Toprak ağasının danışmanları itibarlarını zedelememek için onu işe alırlar. Ama hemen ardından -- hem para ödememek hem de etrafa söylenti yayılırsa daha çok iş isteyen samuray ile uğraşmamak için -- ondan "harakiri"yapmasını isterler. Genç samuray yapmak istemez ama onu zorlarlar... Bu olaydan bir süre sonra aynı istekle yaşlı bir samuray gelip, kapılarını çalar. Ona işe alınırsa kendisinden harakiri yapmasını isteyeceklerini açıkça söylerler. Samuray buna rağmen kabul eder. Hazırlıklar yapılırken samuray ile toprak ağasının danışmanı arasında başlayan konuşmada (ya da sorgulamayla) birçok sır ortaya dökülmeye başlar...

Film güçlü bir şekilde feodalizmi ve 'efendi' kavramını eleştiriyor. Özellikle toprak ağası'nın zırhını bir simge olarak kullanılma şekli etkileyici. Ayrıca film görsel olarak etkileyici samuray kılıç dövüş sahneleri içerse de yanılmamak gerekir, çünkü bu film bir "anti-samuray" filmi.

Filmin görüntü yönetmeni daha önce Human Condition'da da Masaki Kobayashi ile çalışan Yoshio Miyajima. Miyajima'nın siyah-beyaz çalışması özellikle de gri tonlarını geniş bir aralıkta kullanması, seçici ışık kullanımı ve yönetmenin sevdiği klasik uzun vinç sekanslarında gayet başarılı.

Filmin büyük bir kısmı tek bir sette geçiyor. Setler özenle planlanmış ve filmin hikâyesine başarıyla hizmet ediyorlar. Özellikle kameranın toprak ağasının büyük evinin boş odalarında ve koridorlarında hiç kesmeden dolaştığı sahnelerde...

Masaki Kobayashi verdiği bir röportajda filmin Cannes'daki gösteriminde, filmin başlarındaki bambu ağacından yapılma bir kılıçla harakiri yapmak zorunda kalan gencin sahnesini izleyen avrupalı izleyicilerin fenalaştığını ve olumsuz tepki verdiğini görünce biraz hayal kırıklığına uğrasa da filmin sonunda aldığı büyük alkışla rahatladığını anlatıyor. Nitekim sonrasında film büyük ödül Altın Palmiye'yi kaçırsa da Juri Özel Ödülünü alır.

Hâlâ izlememiş olanların ilgisine sunulur...

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder